Babacan: Erdoğan için görevinden ayrılma zamanı geliyor
Yozgat'ta konuşan DEVA Partisi lideri Babacan, ülkenin kötü ekonomik gidişatına dikkat çekerek, iktidarı sert sözlerle eleştirdi. Erdoğan için "Kafasını kaldırıp başkasını görecek durumu yok, ülkenin gerçeklerini anlayacak durumu yok" sözlerini kaydeden Babacan, "Sayın Erdoğan için yavaş yavaş görevinden ayrılma zamanı geliyor. Artık yönetemiyor, yapamıyor" dedi.
Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin Yozgat Yerköy İlçe Başkanlığı Binası açılış töreninde konuştu. Babacan'ın gündeminde ülkenin ekonomik durumu ve iktidarın politikaları vardı.
Erdoğan'ın artık ülkenin gerçeklerini anlayacak durumunun olmadığını iddia eden Babacan, "O eskidendi. Onun için diyoruz ki artık Sayın Erdoğan için yavaş yavaş görevinden ayrılma zamanı geliyor. Artık yönetemiyor, yapamıyor. Vakitlice yapamadığını bilip, görevini yavaş yavaş teslim etmeye hazırlanmalı" dedi.
Babacan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Türkiye çok zor bir dönemden geçiyor. Her alanda sorunlar gittikçe büyüyor ve hiçbir soruna maalesef köklü bir çözüm üretilebilmiş değil. Vatandan en önemli sorun işsizlik diyor, hayat pahalılığı, yoksulluk diyor. Şu ada işsizlik TÜİK'in istatistik tutmaya başladığı zamandan bugüne kadar en yüksek seviyede. Gençlerde yüzde 27 işsizlik var. Ev gençleri oluştu Türkiye'de.
'BU HANGİ ENFLASYON BİZ ANLAMIYORUZ'
Hayat pahalılığı aldı başını gidiyor. Dün TÜİK enflasyonu açıklıyor yüzde 16,5. Bu hangi enflasyonsa biz anlamıyoruz. Vatandaş yüzde 50'yi yüzde 100'ü görüyor. Enflasyonla mücadele öyle zor, imkansız değil. Ülkeyi yönetenler sadece iş bilmemezlik de değil, kadrolarda ağırlıklı oranda artık niyeti iyi olmayan insanlar var, kendisi için çalışan insanlar var, düzgün insanların sayısı çok azaldı.
'MUTLAK YOKSULLUK TEKRAR DİRİLDİ'
Şu anda ülkedeki yoksulluk sorunu çok ileri bir aşamaya geçmiş durumda, vatandaş çöpten yiyecek artıyor, kendi gözümle kaç ilde ben bunu gördüm. Böyle bir şey yoktu Türkiye'de. Yoksulluk intiharları var. Yoksulluktan, fakirlikten canına kıyan insanlarımız var Türkiye'de, biz böyle bir şey bilmezdik. Mutlak yoksulluk tekrar dirildi.
Çiftçimiz gerçekten perişan, traktörüne haciz geliyor ya yoktu böyle bir şey. Çiftçimiz maliyetteki artışı satışa yansıtamıyor. Karı azaldı, zarara geçti. Türkiye tekrar tarım ürünleri ithal eden ülke oldu.
'PANDEMİ BAŞLAMADAN BUNLAR SIFIRI TÜKETTİ'
Esnafımız çok büyük zorluklar içerisinde. Devletin verdiği destekler çok sınırlı kaldı, bazı esnafımız hiç alamadı. Sosyal güvenlik, vergi bunları pandemi bitene kadar öteleyin dedik. Kira için doğrudan destek verin dedik. Şu anda Türkiye vatandaşına doğrudan destek veren ülkelerin sıralamasında en altlarda. Niye biliyor musunuz? Çünkü pandemi başlamadan daha bunlar sıfırı tüketti. Merkez'in rezervleri pandemi başladığı ay zaten sıfır noktasındaydı. Merkez'in yedek akçelerini zaten sıfırlamışlardı.
Hala açıklamıyorlar, 130 milyar doları biz söyledik, hesap tutuyor dedik, aylar sonra tek tek açıklamaya başladılar en sonda da Sayın Erdoğan ne diyor, 'Merkez'in rezervi mi sorulur' diyor. E tabi sorulur. Kimsenin babasının malı değil, kusura bakmasın kimse şu anda tam eksi 60 milyar dolara düşmüş Merkez'in rezervleri. Pandemi dönemine tam da devletin vatandaşına en çok destek vermesi gereken dönemde sıfırı tüketmiş bu hükümet hiçbir şey yapamadı.
'CUMHURBAŞKANI NASIL OLUR DA BEŞ AY TELEFON KUYRUĞUNDA BEKLER?'
Gerçekten ülke şu anda Cumhuriyet tarihinin en zor dönemlerinden birisini yaşıyor. Sadece ekonomide değil bu, uluslararası alanda da Türkiye'nin artık sözü geçmiyor. Son yıllarda Türkiye yerli yersiz birçok polemiğin içinde oldu. ABD’de seçim oldu. Aradan 5 ay geçmiş. Bir kere kısa bir telefon görüşmesi yapabildiler. Aylarca telefon kuyruğunda beklediler ya. Ben ülkem adına hicap duyuyorum. Benim ülkemin cumhurbaşkanı nasıl olur da beş ay telefon kuyruğunda bekler? Böyle bir şey olur mu?
Sisi'nin peşine düşmezsin her türlü hakareti yaptıktan sonra. Olayların akışını değiştirmeye bir cümlemiz yeterdi. Şu anda Filistin davası sahipsiz, davaya sahip çıkan bir hükümet yok. Sen konuştuğun zaman İsrail üzerinde etkili olabiliyor musun ondan haber ver. Bundan iç siyasette sıkışınca dışarıda düşman üretmeye başladılar. Yıllarca 'dış düşman' hikayesi ürettiler sonuçta ne oldu kaybeden ülke oldu, milletimiz oldu.
'ERDOĞAN İÇİN YAVAŞ YAVAŞ GİTME ZAMANI GELİYOR'
Şu anda Merkez'in faizi yüzde 19. ‘Faiz sebep, enflasyon sonuçtur’ diyordu. Niye indirmiyor bu faizi? Şikayetçiydi. Ben soruyorum faiz hala yüzde 19, niye indirmiyorsun. Aslında arkadaşlar Erdoğan sebep, yüksek enflasyon, yüksek faiz ve yüksek kur sonuç. Tez bu.
Bakın bir ülkenin Cumhurbaşkanı her şeyi bilemiyor olabilir. Zaten bilmediğini bilmek erdemdir. O zaman ne yapacak bilenlerle çalışacak, bilenleri dinleyecek. Dürüst ve işin ehli kadrolar kuracak. Onu da yapmıyor. Dürüst ve işin ehli kadrolar ya kendileri gitti ya da onların ayrılmaları istendi. O yanlış insanlar, iktidar mıknatıs gibi her türlü çer çöp, hurdayı, iktidar gücü etrafında toplamış durumda. Kafasını kaldırıp başkasını görecek durumu yok, ülkenin gerçeklerini anlayacak durumu yok. O eskidendi. Onun için diyoruz ki artık Sayın Erdoğan için yavaş yavaş görevinden ayrılma zamanı geliyor. Artık yönetemiyor, yapamıyor. Vakitlice yapamadığını bilip, görevini yavaş yavaş teslim etmeye hazırlanmalı.
'BERAAT EDEN KHK'LILARIN ÖZLÜK HAKLARI İADE EDİLMELİ'
Darbe teşebbüsünün tortularını atmak için büyük bir mücadele gerekiyordu. Belli ölçülerde verildi, daha iyisi yapılabilirdi. Ancak o dönemde 3 aylığına ilan edilen OHAL tam iki sene sürdü. Bir KHK dönemi yaşadık. Çok sayıda vatandaşımız mağdur oldu. Tarafsız ve bağımsız bir yargı sürecinden geçmedikten sonra tek bir idari tedbirle insanların işine son verilmesi doğru bir uygulama değil. Yargı süreci mutlaka işlemeli. Beraat eden vatandaşlarımızın özlük hakları aynen iade edilmeli."
Kaynak: Karar.com