Bolu’yu kazanalım derken İstanbul’u kaybetmek…

Yerel seçimler öncesi CHP’ nin yeni yönetimi kendi cephelerinden bakıldığında varlıkla yokluk
arasında gidip gelen ciddi bir sınavla karşı karşıya…
14 Mayıs sonrası dağılan Millet İttifakının toparlanması o birlikteliğin en önemli ayaklarından biri olan
İyi Parti’ nin çekilmesiyle artık mazide kaldı..
CHP’ de Kılıçdaroğlu’ nun yadsınamaz çabalarıyla oluşan ve 2019 yerel seçimlerine damgasını vuran
umut dalgası da yok artık…
Hepsinden önemlisi adına ister HDP, ister son haliyle Dem Parti diyelim örgütlü Kürt’ lerin Erdoğan’
dan ve Erdoğan’ ın inşa ettiği AKP-MHP milliyetçi iktidarından ne pahasına olursa olsun kurtulma
amacıyla sağladığı koşulsuz destek te sona ermiş görünüyor…
Kürt siyasetine yön verenlerin “Erdoğan’ a kaybettirme” temelli anlayış yerine oluşacak birlikteliklerle
kazanma arayışına girdikleri her gün biraz daha net biçimde görülüyor…
2019 yerel seçimleri mevcut rejimden kurtulmanın önemli bir dönemeciydi, o dönemeç başarıyla
geçildi ama asıl büyük sınav olan 2023 tüm muhalifler açısından hezimetle sonuçlandı…
Üstelik Kürtler 14 Mayıs ile 28 Mayıs arasındaki dönemde ön koşulsuz destekledikleri Kılıçdaroğlu’
nun gidip tüm söylemleriyle milliyetçiliği ırkçılığa vardıran Ümit Özdağ ile gizli kapaklı anlaşmalar
imzaladığı bir ‘satış’ deneyimi yaşadılar…
Şimdi kaptan değiştiren CHP, hiçbir şey olmamış gibi HDP’ den (yeni adıyla DEM’ in) 2019 benzeri bir
destekle en azından kazanılmış belediyelerin kaybedilmemesi amacıyla destek istiyor..
Oysa köprülerin altından çok sular aktı ve ne ülke 2019 Türkiye’ si ne de iklim o iklim…
HDP (DEM) artık ‘kent uzlaşısı’ olarak tanımlanan ve her kentin koşullarına, özel konumuna göre
değişen yeni bir strateji çerçevesinde ilden ile hatta ilçeye göre taktik işbirlikleri sürdüreceğini sürekli
yineliyor…
2019’ da CHP’ ye koşulsuz verilen destek yerine kamuoyundan gizlenmeyen, şeffaf ve uzlaşmanın
sınırlarının tüm yönleriyle belirlendiği yeni süreç söz konusu…
Artık söylemler, vaatler değil, ete kemiğe bürünmüş nelerin ne karşılığında alınıp verileceğinin
önceden konuşulduğu bir birliktelik…
HDP (DEM) açısından yerelde kimin Belediye Başkanı olacağı, kenti kimin yöneteceğinden ziyade,
kentin nasıl yönetileceği bakımından da verilen destekle orantılı söz hakkı…
Bunun için ikircikli tavır ve söylemler yerine CHP’ nin samimiyet testi de sayılması gereken bu süreçte
HDP ile sürdürülecek ‘kent uzlaşısının’ nereye evrileceği, yerel seçimlerin de ötesine geçecek bir
muhalefet anlayışının önünü açabilir mi?
Sınavın ön koşulu Kılıçdaroğlu’ nun Özdağ ile kapalı kapılar ardında girdiği gizli kapaklı anlaşmalarla
ortaya çıkan ‘satılmışlık’ duygusunun yerine güvene dayalı bir duruşu ortaya koymak…
Onca emekle inşa edilen birlikteliğin tek hamleyle yıkıldığı enkazı kaldırması gereken Özel ve ekibi
HDP’ lilere ırkçılık yarışında Ümit Özdağ’ın tavrına, diline rahmet okutan Bolu Belediye Başkanı Tanju
Özcan’ ı ihraç edildiği partiye alkışlar arasında baş tacı ederek yeniden buyur ederken, HDP’ yi sadece
sıcak söylemlerle ikna edemez…

Tavan bir yana HDP’ nin temsil ettiği taban artık kurulan süslü cümlelerin yerine ete kemiğe
bürünmüş ciddi bir uzlaşı bekliyor…
Sahadan gelen sinyaller, tabanın beklentileri doğrultusunda HDP (DEM)’ in, CHP’ nin göstereceği kimi
BŞ Belediye Başkanlarının belirlenme sürecine de küçük dokunuşlarla müdahil olmak istediğini
gösteriyor…
Örneğin son günlere kadar kesin gidecekler arasında gösterilen İzmir BŞ Belediye Başkanı Soyer’ in
yeniden aday gösterilmesi yönünde DEM’ in bir tavır sergilediği dillendirilmekte…
Gerekçe de yine samimiyet testi anlamına gelen o ‘küçük dokunuşlarla’ benzer…
Soyer’ in belediyeciliğini kokan körfezi örnek göstererek yerin dibine batıranlara karşı, ‘Soyer ile
birlikte Konak’ ta artık Kürtçe müzik söyleyenlere müdahale edilmiyor’ argümanı bugün artık
simgesel olsa da anlam taşıyor…
CHP-HDP (DEM) uzlaşmasının büyük önem taşıdığı bir BŞ’ de Mersin…
HDP desteğini alamayan bir CHP’ nin Mersin Büyükşehir’ i kazanması hayli güç… HDP’ nin artık karşılıksız destek vermeyeceği anlaşıldığına göre CHP’ nin göstereceği adaya yönelik bir tavrı, daha da önemlisi aday belirlenirken tabanın beklentilerini dillendiren görüşü olmayacak mı? Aday belirlenmesiyle de sınırlı kalmayacak uzlaşı… HDP açısından asla unutulmayacak 2019 Akdeniz Belediye Başkanlığı seçiminde ‘yenilen (diğer taraf açısından atılan) kazığa’ ve ortaya çıkan güvensizliğe karşı, HDP bu kez oyunun kamuoyu önünde daha şeffaf biçimde oynanmasını istemeyecek mi? Daha açık ifadeyle sorayım; bir yandan HDP’ den BŞ desteği isterken, bir yandan da Akdeniz gibi HDP’ nin çok güçlü olduğu bir ilçede CHP’ nin bu kez aday göstermesi söz konusu olabilir mi? Böylesi bir tavrın tavanda benimsense bile tabanda kabul edilmesi mümkün mü? Uzlaşma gerektiren bir başka örneği yine Mersin’ den vereyim; 2019’ da verdiği onca desteğe karşın, karşılıksız biçimde CHP’ yi destekleyen ve Mersin’ de oy oranıyla üçüncü parti konumuna karşı BŞ Meclisinde 2 üyeyle yetinen, üstelik hiçbir komisyonda temsil edilmeyen HDP, bu kez CHP’ nin belediye meclis üyeliklerinin üst sıralarının bir bölümünü isterse abartmış mı olur? Siz hem BŞ Belediye Başkanının seçilmesinde en büyük taşıyıcı olacaksınız hem de örneğin Çevre, örneğin İmar, örneğin Bütçe gibi sizi koşulsuz destekleyen seçmeni ve kentin kaderini belirleyecek yaşamsal kararları veren komisyonlarda gözlemci sıfatıyla bile yer alamayacaksınız… O köprülerin altından çok sular aktı, karşılıksız sevdalar mazide kaldı… HDP-CHP, Mersin’ de yeni bir kent uzlaşmasına yerelde de olsa örnek olacak birliktelik sergileyebilir ve bu örnek ileride tüm ülkeyi saracak iklime katkı verebilir.. Günün birinde iklim değişip Akdeniz olacaksa, Akdeniz’ in kalbi Mersin, o iklimi bugünden yaratacak güçte ve yaratmak zorunda… 2014 Y 2015 H 2015 K 2018 G 2019 Y 2023 G
AKP 28 26,4 31,7 28,6 8,5 25

CHP 28,3 28,7 30,1 26,8 37,5 30,9
DEM 9,6 17,9 15 17,9 6,3 13,2
MHP 32 24,5 21 12,8 30,5 12
İYİ 11,1 11,8

(Oranlar yüzde olarak)
*2019 oy oranlarını BŞ Meclisi sonuçlarını baz alarak verdim. Bu yerel seçimde Mersin’ de HDP
CHP’yi, AKP MHP’ yi desteklemişti.

Abdullah AYAN