Cumhurbaşkanı Erdoğan 27 Mayıs 1960 darbesinin 61’inci yılında konuştu
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 27 Mayıs 1960 darbesinin 61'inci yılında konuşuyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 27 Mayıs 1960 darbesinin 61'inci yılında Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda konuşuyor.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
"Sadece darbeciler ve muhtıracılar değil, onları teşvik eden, tahrik eden, onlarla kol kola yürüyen siyasetçi profili de aynı şekilde varlığını sürdürmektedir.
Varını yoğunu ortaya koyarak İstiklal Harbi'ni başarıya ulaştıran Türk milleti, demokrasi mücadelesini de bu kararlılıkla sürdürmüştür. Türkiye'ye siyasi, sosyal ve ekonomik açıdan bedeller ödeten darbelerin ilki olan 1960 darbesi milletimizin kalbinde hala kanayan bir yaradır. Darbeci zihniyetin hala varlığını sürdürdüğünü görmek ise üzüntü kaynağıdır.
Sadece darbeciler ve muhtıracılar değil, onlarla kol kola yürüyen siyasetçi zihniyeti de hala sürmektedir. Monşerler de var. Bunlar aynı yerden yönetildiler. Bunlar iktidarı sandıkta değil, dar ağacı ve silahların gölgesinde elde etmenin peşinde koşmuştur. Meşru iktidarla değil, vesayet araçları ile yönetmeyi ve çalışmaya araç haline getirmişlerdir.
Milletin değerlerine husumet, darbecilik, ülke düşmanlarıyla kol kola yürüme hastalığı CHP yöneticilerinin adeta genlerine işlemiştir.
Yeni ve sivil anayasa ile ülkemizi demokraside en üst lige çıkartacağız. Bu konudaki çalışmalarımızı titizlikle sürdürüyoruz. MHP, BBP hepsi bu çalışmayı sürdürüyor. MHP'den bu çalışmayla ilgili sayın genel başkandan aldım. Ortağımız MHP kendi taslağını bize sunmuş oldu. Bizim çalışmamız da bitti, biz de kendilerine sunacağız. Amacımız Meclis'teki tüm partilerin yeni ve sivil anayasa çalışmalarına yapıcı, etkin, samimi destek vermeleridir. Uzlaşma zemini oluşmazsa Cumhur İttifakı olarak kendi hazırlığımızı millete sunmakta kararlıyız.
Darbeciler ve onların cesaret kaynağı olan darbeci siyasi zihniyetler kendi hırsları uğruna ülkeyi ateşe vermekten, Türkiye'nin demokrasisini ve kalkınmasını baltalamaktan çekinmemişlerdir. Darbe ve vesayet dönemlerinde halkımız yoksullaşmış, hizmetler ihmal edilmiş, ülke gerilemiştir. Ekonominin hem çöküntüye mahkum kaldığı hem IMF gibi uluslararası kuruluşların vesayeti altına girdiği dönemlerin darbeci zihniyete denk geldiğini görüyoruz.
Türkiye'yi gelecekte çok farklı bir lige çıkaracak uçak, otomobil, motor üretimi, yeraltı kaynaklarının değerlendirilmesi gibi atılımlar hep CHP zihniyeti ve darbeciler tarafından akamete uğratılmıştır. Bilinçli olarak ülke geri kalmışlığa, millet sefalete mahkum edilmiştir.
Bizzat İnönü 1946 seçimleri öncesinde, 'Ben ihtilalci ve Kuvayici İsmet'in. Ülkeyi 3-5 çapulcuya teslim etmeyeceğiz' diyerek darbe sopasını göstermiştir. Açık oy, gizli tasnif. 1946 seçimlerinin sonuçlarını tahmin etmek zor değildir.
Demokrat Parti'nin kuruluş yıllarında CHP'nin en büyük itirazı bu partinin ilçelere köylere kadar uzanarak ülkenin kalkınması için gereken uyanışı sağlamak istemesine mani olmak olmuştur.
CHP zihniyeti buradan İmralı'ya idam fezlekesi hazırladı ve onu icra etti. Biz ise şimdi bu adada demokrasi ve özgürlükler çağrısı yapıyoruz. Farkımız bu. Bu CHP zihniyetinin, yandaşlarının özgürlükle, demokrasiyle yakından uzaktan alakası yoktur. Bunları en çok ürküten zaten budur.
Son dönemde yalan ve iftira konusunda vitesi yükselttiler. Türkiye'nin yerli ve milli ne kadar projesi varsa hepsi hedefe konularak saldırıya maruz bırakılmaktadır.
Kaynak: Karar.com