Hayatımı Yaşamadım…
Durup kendi sesimi duymaya ihtiyacım var. Yani beynimin sesine…
Yitirilmiş zamanın benden öylece uzaklaşıp gitmesini görecek kadar yüreğim açık.
Ama dayanacak bir kalbim, bir yaşım, bir gözyaşım bir de ben varım. Ve başka yüklemelerle evrensel cesaretim kırılmaya çalışılıyor.
Şimdi kalkıp suskunluğu mu, övmem bekleniyor?
Suskunluk susamışlık değil midir dostum?
İnsan önce kendine demokrat bir lider olmalıdır.
Zira sonra taşan bir insanlığa, işte o vakit su olunur.
Aksi halde ne çölde bir kum olur insan, ne de çölün kendisi.
Ve ben kimdim, kimin için bunca boşlukları kucaklıyordum?
Artık “Her neyse”
Artık yeter! Demenin dönüm noktasına değil, bir bitişine ihtiyacım var. Ama keşke, keşke diye bir ses, evet yükselen ve yüksek bir ses gelip beni kucaklasa!
Fakat bu da benden münezzehtir maalesef.
Ay'ın yıldızlarla birleştiği ve daha sonra yere çakılacağı bir gün olacakmış;
Rüyada gezinen ruhum öyle dedi bana…
Ey dünya!
Gözyaşlarıma biraz sargı bezi rica etsem!
Kanıyor ve hiç durmuyor,
Yoğun bir dalga yüklenmiş
Ey insanlık!
Biraz adalet verir misiniz? Ama en sağlamından ve kalkanlar kadar da sağlam?
Ya da biraz neşeli bir gözyaşı; görüyorsunuz vazgeçemediğim bir gerçek.
Desenize yavaş yavaş, ardımdan mecburiyetimin de şehri yıkıldı o zaman?
O halde ezelim de geldi ve geçti ebediyen sessizleşerek benden. Bu başka bir durum, her anı güncel ve gündem olmayan. Bu başlamış ama sonulmayan, bitmeyen bir çıplaklık.
Kibirin gücü kadar dahi olamadım. Yazık ki, güç kudretli bir çınar olamadı.
Olamadı tabii, tabipler bile çare bulamadı;
O günün tekrarı olan bugün ise, hep aynı insanın biyografisini yazıp çizmekte.
Bence o eşi benzeri olmayan adi bir katil!
Serap KUŞTİMUR
Yazarın diğer yazıları;