Mersin’in Ekonomik ve Toplumsal Yapısı
Mersin, Türkiye'nin Akdeniz kıyısında stratejik bir konuma sahip olan önemli bir şehridir.
Tarihi boyunca limanı, tarım ve ticaret potansiyeli ile dikkat çekmiştir.
Denizi, 321 km’lik sahili, sırtını dayadığı zengin Toros dağları ve yaylaları, limanı, her türlü farklılık gösteren kültürlerin harmanlandığı gizemli bir şehirdir Mersin…
Aynı zamanda tüm bu özellikleriyle, Türkiye'nin ekonomik ve ticari anlamda da önemli bir şehridir Mersin.
Mersin ekonomisi, tarım, ticaret, lojistik ve turizm gibi sektörler üzerine odaklanmış ve yoluna devam etmektedir. Tarımsal üretimde narenciye öne çıkmaktadır.
Ayrıca, Mersin Limanı'nın stratejik konumu, ticaretin canlılığını artırarak bölge ekonomisine katkıda bulunmaktadır. Lojistik sektöründe de önemli bir merkez olan Mersin, uluslararası ticaretin ana noktalarının başında gelmektedir.
Yeni hava limanının yeni yılda devreye girmesiyle; Mersin Çukurova’nın merkezi ve dünyaya açılan kapısı olmakla birlikte, bu potansiyelin iyi değerlendirilmesi durumunda, dünyanın önemli ticaret merkezlerinden biri olacağı da bilinmektedir.
Yeni kargo havalimanı; hem yolcu taşımacılığında hem de kargo bağlamında tarım ve ticarette büyümeye doğru yol alacağı da görülmektedir.
Yeni hava limanıyla birlikte, İhracat beklentisi rekor düzeyde artacaktır. Tarıma dayalı sanayinin gelişmesi ve yatırımlar arttıkça, istihdam yaratılacak, kalkınma daha da belirgin bir şekilde toplumsal huzur ve ilerlemeyi beraberinde getirecektir.
Mersin'in toplumsal yapısında da; çeşitli kültürel etkileşimlerin yanı sıra göç, tarım ve ticaretin etkileri belirgin bir şekilde görülmektedir. Şehir, farklı etnik ve kültürel grupların bir arada barış içinde yaşadığı bir toplumsal yapıya sahip. Bu farklılıklar zaman içinde bir zenginliğe dönüşmüş ve bir arada birlikte yaşama iradesi hâkim kılınmıştır. Mersin farklılıklarıyla adeta bir Türkiye minyatürü konumundadır. Farklılıkların zenginlik olduğu gerçeği Mersin örneğinde adeta hayat bulmuştur.
Mersin bir demokrasi şehri, huzur şehri, sevdalara yelken açmış özgürlük şehri sıcaklığındadır.
Ne var ki, tüm bunlara rağmen; Mersin altyapı, eğitim, sağlık gibi alanlarda merkezi hükümetten istenilen desteği tam olarak alamamıştır.
Yıllardır konuşulan, tartışılan Ana konteyner Limanı konusu netleşmemiş ve akıbeti belli değildir.
Çeşmeli – Taşucu arası otoban bağlantısı bir türlü hayata geçmemiştir.
Mersin – Tarsus D 400 Devlet karayolu bir türlü başlamamış ve kentin girişi adeta kasaba havasından çıkarılamamıştır.
Pamukluk barajı bitirilmesine rağmen, DSİ tarafından arıtma ve isale hatları tamamlanarak Büyükşehir sular idaresine devri yapılamamıştır.
Kazanlı turizm bölgesinde yaşanan problemler giderilmemiş ve yatırımlara başlanamamıştır.
Şehrin en önemli sorunlarından biri olarak duran çarpık kentleşme ve bu çöküntü alanlarda yaşanan problemlerdir. İstenilen düzeyde ve devlet desteğiyle halkı esas alan bir Kentsel Dönüşü/Yenileme süreci başlatılamamıştır.
Milli Emlak İl Müdürlüğü, şehrin göbeğindeki Millet bahçesi, Atatürk Parkı ve Adnan Menderes Bulvarındaki Kültür parkını Büyükşehir Belediyesine devrini hala yapmamaktadır.
Evet; bu konularda yatırım programları hazırlanırken, Mersin’in gelişimine katkı sunacak stratejik yatırımların ivedilikle çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Yatırımların artırılması ile iş olanaklarının genişletilmesi ve toplumun refah düzeyinin yükseltilmesini sağlanacağı göz ardı edilmemelidir.
Evet; Mersin gelecekte tarım, ticaret, turizm ve lojistik gibi sektörlerdeki potansiyelini artırarak ekonomik büyümeyi sürdürmeyi hedeflemektedir. Bu bağlamda; altyapı iyileştirmeleri, eğitim ve sağlık hizmetlerinde yatırımların ivedilikle ele alınması, kentsel dönüşümde sosyal devlet mantığıyla projelerin geliştirilmesi, istihdamın artırılması ve girişimcilik desteklerinin sağlanması gibi adımlar beklentiler arasındadır.
Özellikle Mersin ana konteyner limanının Doğu Akdeniz’e kaydırılma girişimleri, Mersinde büyük bir hayal kırıklığı yaratmaktadır. Mersin artık bir liman kentidir. Bu tüm Mersin’de yaşayan vatandaşların umudu, heyecanı ve geleceğini üzerinde inşa etmeye çalıştığı hayalidir.
Mersin bu bağlamda; zengin tarım potansiyeli, stratejik konumu ve ticaretin merkezi olma özellikleriyle Türkiye'nin önemli şehirlerinden biridir. Mersin için, ekonomik ve toplumsal yapısını güçlendirme çabalarıyla birlikte, gelecekte daha sürdürülebilir bir kalkınma ve refah seviyesi hedeflenmektedir. Bu hedeflere ulaşmak için, kamu ve özel sektör işbirliğiyle çeşitli alanlarda yatırımların ve gelişmelerin devam etmesi gerekmektedir.
Kamu ve özel sektör birlikteliği için, temeli sağlam atılmış kapsayıcı bir KENT LOBİSİ ’ne ihtiyaç vardır. Bu lobi Başta Valilik ve Büyükşehir olmak özere, Mersin Milletvekilleri, ekonomik ve sosyal problemlere kafa yoran STK’ların içinde olduğu bir yapı olarak birlikte yol almalıdır.
Ortak payda Mersin ve kalkınması olmalıdır. Ortak payda bir arada huzur içinde, demokratik değerleri koruyarak, birbirini anlayarak yol yürüme olmalıdır. İktidar ve muhalefet milletvekilleri konuların üzerine birlikte gitmeli ve ortak kararlarını birlikte hayata geçirmeliler.
Mersin'in potansiyelini maksimum düzeye çıkarmak için sürdürülebilir kalkınma stratejileri hazırlanmalıdır.
Eğitim ve sağlık hizmetlerindeki iyileştirmeler ve ekonomik çeşitlilik gibi konularda yapılan çalışmalar, şehrin gelecekteki büyümesine ve gelişmesine katkı sağlayabilir.
Tek sorun saplantılardan arınarak, Mersin şehrinin değerleri üzerinde, ileriye doğru yol almanın heyecanını yaşamaktır.
Bedrettin GÜNDEŞ
Sosyolog / Yazar