Mersin’in Sesleri – XVII. Bölüm – Mersin Ses Veriyor – XIII – OLYMPOSLU TANRILAR -III

ZEUS’UN KADINLARI VE ÇOCUKLARI -II-

DEMETER:

Tarım, Bereket, Tahıl, Mevsimler, Hasat ve Annelik Sevgisi  Tanrıçası.

Kronos ve Rhea’nın altı çocuğundan - Hestia‘dan sonra doğan - ikinci çocuğu. Homeros’un destanlarında Zeus’un dördüncü evliliğiniablası Demeter ile yaptığı söylenir. Ancak diğer kaynaklarda onun hiç evlenmediği belirtilir. Zeus ile Demeter’in birlikteliğinden kızı Persephone ve alt düzey bir tanrı olan Iakhos doğar.

Demeter’in yine erkek kardeşi olan Poseidon ile ilişkisi, Hera’nın Poseidon’un aklını çelmesiyle olur. Poseidon Demeter’e yaklaşır ama onun niyetini anlayan Demeter bir kısrağa dönüşür. Poseidon da bir aygıra dönüşür ve birlikte olurlar. Bu birliktelikten Arion isimli büyülü at ve Despoina isimli Orman Perisi doğmuştur.

Demeter’in başka aşkları da olmuştur. Thebai’nin kurucusu Kadmos ile Harmonia’nın düğününde aşık olduğu İasion bunlardan biridir ve bu birliktelikten oğulları Ploutos ve Philomelus doğar. Bunu öğrenen Zeus kıskançlık krizlerine girerek İasion’u bir yıldırımla öldürür (bazı kaynaklarda sakat bırakmıştır). Bereketli harmanların koruyucusu olan Ploutos’u ise kör eder. Bir çiftçi olan diğer oğul Philomelus’un sabanı icat ettiği ve öldükten sonra Çoban Yıldızı’na dönüştürüldüğü söylenir.

Olympos’ta, 1978-1991 Amerikan pembe dizisi - Yeşilçam’da da örnekleri çok olan -  “Dallas”vari bir yaşam vardır. Olan bitenler hiçbir zaman bitmez. Kimin eli kimin cebinde belli değildir. İlişkilerde çetele tutmak, sonuçlarını yorumlamak ve tek tek kayda almak birkaç ciltlik bir araştırmanın konusu olabilecek denli karmaşık ve zordur.

Konu Demeter’in Zeus’tan olma kızı Persephone’den açılmışken dilerseniz burada yine bir pencere açalım ve ilginç ve çok bilinen - sanat eserlerine, filmlere konu olan - Persephone’nin öyküsünü anlatalım.

Demeter -  Neustrelitz, Almanya.

YERALTI ÜLKESİNİN KRALİÇESİ: PERSEPHONE

Elinden uçanla kaçanın bile kurtulamadığı Zeus, kızı Persephone ile de bir yılan kılığına girerek sevişir.

<<< Zeus ve Persephone - Rafael'in öğrencisi Giulio Romano tarafından yapılan Palazzo Del Te, Manua'dan (İtalya) bir friz  (1526-1534)

Kardeşi Hades’in de Persephone’de gözü vardır ama bunun için Zeus’un izni gerekmektedir. Konuyu Zeus’a açar.

Zeus kendisine söz verir ama Demeter’in tepkisinden de çekinmektedir. Zeus’un önerisi şudur; Hades Persophene’yi kaçıracaktır. Bunu kızına çok düşkün olan Demeter’in bilmemesi lazımdır.

Bir gün Persophene Sicilya’da su perileri ile çiçek toplamak için kırlardadır. Karşısına o zamana kadar görmediği güzellikte renkleri pırıl pırıl parıldayan bir nergis çıkar. Çiçeği oraya Zeus koymuştur. Persophene tam çiçeği koparmak için uzandığında yer yarılır ve Hades çıkar, Persophane’yi kaçırarak yeraltına götürür. Her şey göz açıp kapayıncaya kadar olmuştur.

Demeter Hades’in yeraltına götürürken kızının attığı çığlıkları duymuştur ama ne olup bittiğini anlayamaz. Kızının ortadan kaybolması ile Demeter yaslara bürünür. Her yerde onu arar. Zeus ve Hades’in gazabından korkan orman perileri bilgi vermez. Türkçede yaygın olarak kullandığımız tabirle; “yer yarılmış” Persophone adeta içine girmiştir!

Demeter’in üzüntüsü sonsuzdur. Her yerde bir meşale ile (Demeter’in bir elinde buğday, diğer elinde meşale simgeleridir) kızını aramaktadır.    

Tanrıça Hekate onu gökyüzünden her şeyi gören Güneş Tanrısı Helios’a götürür. Helios olan biteni görmüştür ve olayı Demeter’e bildirir.

Duydukları üzerine öfke, acı ve üzüntüye boğulan Demeter Olympos’u ve tanrıça görevlerini terk eder. Tanrıça’nın ilgisinden mahrum kalan dünyada kıtlık ve açlık başlamıştır. Akarsular kurur, göller donar, Tahıl ve diğer yiyecek ürünleri yetişmez. 

Persephone'nin Hades tarafından kaçırılışı - Gian Lorenzo Bernini 1621-22) - Roma Borghese Galerisi
 Hades’te Nar yiyen Persephone - Dante Gabriel Rossetti (1874)  - Tate Gallery – Londra

Tanrıça birçok yeri dolaşır. Eleusis’te başka efsanelere de konu olur. Bu şahsi sürgün bir yıl kadar sürer. Daha fazla sürmesi halinde doğa dengeleri tamamen bozulacak ve insanlar ölecektir.

Zeus zor durumdadır. Demeter’e haberciler gönderir ama nafile. Demeter dönmeye yanaşmaz. Toprak o dönene kadar ürün vermeyecektir. Demeter ancak kızının yanına dönmesi halinde tanrısal görevlerini yerine getireceğini habercilere bildirir.

Zeus çaresizdir. Hermes’i yeraltına göndererek Hades’ten kızını geri ister. Emir yüksek yerdendir. Hades’in karşı koymasına imkân yoktur. Ancak bir sorun vardır. Ölüler ülkesine girenler orada bir şeyler yerlerse kesinlikle dünyaya geri dönemezler. Hades, Persephone’ye bir nar vermiş ve Persephone birkaç nar tanesini bir şey olmaz diyerek yemiştir. Bu yüzden Hades rahatlıkla onun yeryüzüne dönmesine izin verir!

Persephone, Hermes ile yeryüzüne döner. Anne-kız kavuşurlar. Lâf arasında Persephone Hades’te birkaç nar tanesi yediğini söyleyince Demeter karalar bağlar. Kızı tekrar yeraltına gidecektir!

Durumu öğrenen Zeus iki tarafı da memnun edecek bir çözüm bulur. Persephone yılın yarısını yeraltında Hades ile birlikte geçirecek, diğer yarısını da annesi Demeter ile yeryüzünde geçirecektir. Bu durum Persephone’yi de sevindirir, çünkü birlikte oldukları süre içinde Hades’e aşık olmuştur.

Demeter, Persephone yeryüzüne geldiğinde toprağı ekinler ve çiçeklerle kaplar; Hades’e döndüğünde ise onları soldurur. Persephone’nin bu değişimli yaşamı iklimsel değişikliklerin düzeni üzerinde etkin olmuştur.

PERSEPHONE’NİN ÇOCUKLARI

Persephone’nin bazı kaynaklara göre Zeus’tan, bazılarına göre Hades’ten bir oğlu ve bir kızı olmuştur. Zagreus ve Melinoe.

Zeus, Zagreus’uçok sevmektedir. Bunu kıskanan Hera huysuzluk etmektedir. Zeus’un başka kadınlardan olan tüm çocuklarını kıskanan ve kin duyan Hera, Zagreus’u yok etmeyi kafasına koymuştur. Onun çocuğa bir zarar vermemesi için Zeus, Zagreus’u bir mağarada saklar ve doğumunda kendisini koruyan Kuretler’e emanet eder.

Hera, Titanlar’a çocuğu bulup öldürmelerini emreder. Zagreus’u saklandığı mağarada bulan Titanlar, Kuretler’in karşı koymalarına rağmen çocuğu parçalayıp öldürürler ve yerler.

Öykünün devamında iki versiyon var:

DİONYSOS’UN DOĞUMU

Zagreus’un ölümünü öğrenen Zeus, şimşekleriyle Titanlar’ı yakar.  Geride bir kül yığını ile Zagreus’un halen atmakta olan yüreği kalır. Zeus yüreği Semeleye yutturur (bazı kaynaklara göre kendisi yutar). Semele hamile kalır ve Zagreus daha sonra Dionysos olarak yeniden doğar. 

PROMETHEUS İNSANI YARATIYOR!

Titanlar’ı şimşekleriyle yaktıktan sonra Zeus’un yağdırdığı yağmurla külleri çamur haline gelir. Zagreus’un iyilik ve sevgisiyle, Titanlar’ınkötülükleri ve gaddarlıklarınının karışımıdır bu çamur…

Sonrasında olay mahalline Titan İapetos'la ve Klymene'nin oğlu olan Prometheus gelir. Hesiodos’a göre, Titan Prometheus çok kurnaz ve zeki bir titandır. Zeus’a karşı savaşan kardeşleri AtlasMenoitios ve Epimetheus'a katılmamış ve tarafsız kalmıştır. Zeus onu Tartaros’a hapsetmemiştir.

Ancak o Zeus’a karşı kin beslemektedir. Dedelerinin öcünü almak için, kendi gözyaşlarını da kattığı balçıktan ilk insanı yaratır ve demirci tanrı Hephaistos’un alevler saçan ocağından bir kıvılcım çalarak insanlara armağan eder. Artık insanlar da metal işleyebilecektir.

Ancak Prometheus bunun için Zeus tarafından Kafkas dağında zincire vurulacak ve Zeus’un kartalı tarafından her gün karaciğeri kemirilecek, karaciğer her gece kendini yeniledikçe bu ceza sürekli sürecektir.  

Azra Erhat ve Sabahattin Eyüboğlu’nun güzel Türkçesiyle, Hesiodos’un İşler ve Günler adlı eserinden alıntılayalım. Şöyle diyor Prometheus:

Kader ölmeme de izin vermiyor benim:

Yalnız ölüm kurtarabilirdi beni,

Oysa benim işkencelerimin sonu yok

Zeus tahtından düşmedikçe.”

Böylelikleinsanlığın özgürlüğe giden yolda birçok güçlükle karşılaşacağını, bu zorlukları aşabilme yeti ve kararlılığında olan toplumların özgür olabileceklerinin işaretini vermektedir.  

Prometheus’u bu işkenceden Zeus'un Miken kralının kızı Alkmene ile ilişkisinden doğan oğlu, yarı tanrı ve ölümlü Herakles  kurtarır.

Prometheus, Kartal ve Herakles - Bir vazo resmi. MÖ. 560-550

Zincire Vurulmuş Prometheus mitosu, antik çağdan günümüze edebiyat - sanat dallarında çokça işlenen bir konudur. Tragedya, tiyatro eserleri, resim, heykel, filmlere konu olmuştur.

<<< Pandora. Pierre Loison -1861.Louvre Müzesi, Paris

PANDORA

Hesiodos’un Theogenia ve İşler ve Günler kitaplarında Prometheus ile birlikte ele alınan bir efsane daha vardır.

Zeus, Hephaistos’tan insanlara yollamak üzere, balçıktan bir kadın yapmasını ister,

Hephaistos karısı Afrodit’in vücudunu model olarak alıp bir figür yapar ve kalbine ruh yerine  Hephaistos’un ocağından bir kıvılcım koyar. Adını da Tanrıların Armağanı” anlamında Pandora koyar

Tüm tanrılar, tanrıçalar armağanlarla donatırlar onu. Zeus eline bir kutu vererek ve kesinlikle açmamasını tembihleyerek Prometheus’un kardeşi Epimetheus’a armağan gönderir onu.

Prometheus’un Zeus’tan hiçbir hediye almamasını söylemesine rağmen Epimetheus Pandora’yı kabul eder ve ertesi gün onunla evlenir.

Pandora ise meraktan çatlamaktadır. Tüm tanrılar, tanrıçalar ona değerli hediyeler vermiştir. Zeus’un verdiği kutuyu açar ve içinden tüm kötülükler, felâketler, acılar, dertler hastalıklar çıkar dışarıya.

Son anda kapadıysa da kutunun kapağını Pandora, içeride yalnız “Umut” kalır.

Böylece Zeus insanlığın başına tüm dertleri, sıkıntıları, belâları musallat ederek Prometheus’tan öcünü almıştır.

Hesiodos’un İşler Ve Günler kitabından okuyalım olan biteni:

Kızdı bulut devşiren Zeus, dedi ki ona (Prometheus’a):
“İapetos oğlu, sivri akıllı kişi,
seviniyorsun ateşi çaldın, beni aldattın diye,
ama bil ki dert açtın kendi başına da:
aldığın ateşe karşılık bir bela
öyle bir bela salacağım ki insanlara,
sevmeye, okşamaya doymayacaklar bu belayı”.

(Zeus) Namlı şanlı Hephaistos’u çağırdı hemen:
“Bir parça toprak al, suyla karıştır” dedi.
“İçine insan sesi koy, insan gücü koy,
bir varlık yap ki yüzü ölümsüz tanrıçalara benzesin,
bedeni güzelim genç kızlara.
Athena, sen de ona el işlerini öğret” dedi.
“Renk renk kumaşlar dokumasını öğret.
Nur topu Aphrodite, sen de büyülerinle kuşat onu,
istekler, arzularla tutuştur gönlünü.
Yüz gözlü devi öldüren Hermeias, sen de
bir köpek yüreği, bir tilki huyu koy içine.”


Böyle dedi Zeus, onlar da yaptılar dediğini:

Koca Hephaistos, topal tanrı hemen
bir kız biçimine soktu toprağı.
Gök gözlü Athena süslü kuşağını sarıverdi beline.
O canım Kharitler ve o güzelim Peitho
altın gerdanlıklar taktılar boynuna.
Horalar bahar çiçekleriyle donattılar saçlarını,
Hermeias doldurdu göğsüne yalanı dolanı,
uzaktan gürleyen Zeus’un oluyordu isteği.
 Ses koydu içine o tanrılar kılavuzu
ve Pandora adını taktı.
Pandora demek “bütün tanrıların armağanı” demekti,
çünkü bütün Olymposlular insanların
başına bela etmişti onu.


Tanrıların babası kurunca bu düzeni,
Epimetheus’a gönderdi Pandora’yı
kılavuz tanrı Hermeias’la.

Epimetheus unuttu Prometheus’un dediğini:
“Zeus’tan armağan alma!” demişti ona Prometheus,
“alırsan, ölümlüleri derde sokarsın” demişti.
Armağanı aldı ve alınca anladı başına bela aldığını.
Eskiden insanoğulları bu dünyada
dertlerden, kaygılardan uzak yaşarlardı,
bilmezlerdi ölüm getiren hastalıkları.

Pandora açınca kutunun kapağını,
dağıttı insanlara acıları, dertleri.
Bir tek umut kaldı dışarı çıkmadık
kapağı açılan dert kutusundan.

Umut tam çıkacakken Pandora kapamıştı kapağı,
böyle istemişti bulutlar devşiren Zeus.
O gün bugündür insanların başı dertte,
toprak bela doludur, deniz bela dolu,
geceler dert doludur, gündüzler dert dolu,
belalar başıboş dolaşır sessizce ölümlülerin çevresinde,
derin düşünceli Zeus ses vermedi onlara
sessizce gelişlerini duymasın diye insanlar.
Görüyorsun ya Zeus’un dilediğine karşı konmaz.”

===

Aşk, gözyaşı, kıskançlık, kin, cinayet, cezalandırma, intikam…

32 Kısım Tekmili birden.

Tam Yeşilçamlık Bilâder…

Bu Zeus da çok oluyor artık yahu.

Taa 2500 + yıldan beri ne çektiyse insanlık, hepsi onun elinden.

Bu arada kabak yine kadının başına patlıyor,

Neymiş;

Öyle bir belâ göndermiş ki insanoğluna;

“… aldığın ateşe karşılık bir bela
öyle bir bela salacağım ki insanlara,
sevmeye, okşamaya doymayacaklar bu belâyı”

Diyor, Prometheus’a.

“İnsanlara…” burada erkek ırkı oluyor!

Belânın, adı da Pandora…  

Kadın

“İnsan!” ırkına “belâ” olarak gönderilmiş…

===

Vay tıynetsiz Zeus vay,  sen ayarlamadın mı bütün bu düzeni!

Bir Tanrı bunları nasıl yapar?

Yarattığı varlığı sahnede oyuncu olarak kurgulayıp ta

Senaryoyu neden hep kötülüklerle yazar?

Yoksa bunları biraz abartmış mıdır Hesiodos?

Ne de olsa o da bir “saray” yazarı

Edebiyat yapayım derken acep

Tüm bunları baş aktörün ağzından dizi oyuncularına mı yıkar?

Pandora için şöyle yazıyor taa MÖ 8. yüzyıldan:

“bütün Olymposlu tanrılar insanların başına bela etmişti onu”.

Yani Zeus ne dediyse o.

Aktarıyor bizlere onun sözlerini

Ama Bu “cast”ın daha ne filmleri var.

Anlat anlat bitmez bu maceralar

Siz siz olun, pek güvenmeyin bu tanrılara bence

Sonunda Hesiodos haklı çıkar.

Hele, hele bir de Zeus’un karısı Hera var ki…

Zeus’a taş çıkartır vallahi!

Ama onun hıncı

Genellikle hemcinslerine karşı

Zeus ile birlikte olan kadınlar ve çocukları

Hedef tahtasındadır onun.

===

Devamı gelecek yazıda!