Pandemi sonrası çalışma hayatında büyük dönüşüm… ‘Büyük İstifa’…

Önceki makalede küresel tedarik zincirinin kopmasıyla her türlü ürünün tüketiciye ulaşmasında yaşanan sorunları dile getirmeye çalışırken, zincirde görülen aksaklığın en önemli nedeni sayılan lojistiğin durumuna değinmiştim…

Çin’ den yüklü çıkan konteynerlerin örneğin ABD’ deki son noktaya ulaşmasında en ciddi darboğazlardan biri o konteynerleri limandan alıp tahliye noktasına taşıyacak kamyonları kullanacak şoför bulunamaması…

Bugüne kadar verilenlerin üstünde maaş ve daha iyi çalışma koşulları önerilmesine rağmen neden eleman bulmakta güçlük çekildiği soruları akıllar gelebilir…

Sadece ticari araç sürücüsü değil iş yaşamının her alanında özellikle ABD ve İngiltere başta olmak üzere çoğu ülke eleman sıkıntısı çekiyor…

Bunun en önemli nedeni ise pandemi ile değişen ve dönüşen yaşam koşulları…

Aslında her kriz döneminde ABD istihdam alanında ciddi sorunlar yaşarken, krizler aşıldıktan sonra hızlı toparlanmayla ekonomik anlamda büyüme yakalanırken, işsizlik sorunu ortadan kalkmış…

Ama pandemi ile gelen kapanma sonrası hayatın normalleşmesi bu kez aynı sonuçları yaratmıyor…

Ve ABD, istihdam alanında iş hayatının en büyük dönüşümlerinden birini yaşamakta…

Nisan 2021’ den beri tam 8 aydır ABD’ de hızlanan ve istikrarla süren kimi akademisyenin ‘Great Resignation’ adını verdiği Türkçeye ‘büyük istifa’ olarak çevirebileceğimiz iş bırakma akımı var…*

Son olarak 4 Ocak 2022 günü açıklanan resmi verilere göre Kasım ayında ABD genelinde tam 4,5 milyon kişi üstelik kendi iradeleriyle ‘istifa’ etmiş…

İstikrarlı biçimde artarak süren trend Aralık ayında da sürerse 2021 sonu itibariyle tam 47 milyon insan iş bırakmış olacak…

Şaka gibi ama bu ABD toplam iş gücünün %33’ ü demek…

Bir başka ifadeyle her üç Amerikalı çalışanın biri mevcut işini terk etti son bir yıl içinde…

İyi de karantina sona ermesine ve hayat göründüğü kadarıyla olağan akışına kavuşmasına rağmen neden mevcut işine dönmüyor milyonlarca kişi?

Soruyu yanıtlamak için tarihin en büyük ‘toplu istifa’ hareketine hangi dinamiklerin yol açtığına bakmak gerekiyor.

Birinci ve en önemli sebep bazı sektörlerdeki çalışma koşullarından duyulan memnuniyetsizlik…

İş bırakma sonucu eğitim alanında elemana duyulan ihtiyaç %4,4 iken, perakende sektöründe pozisyonların yüzde 6’ sı, sağlık hizmetlerinde yüzde 8’ i, otel ve restoranlarla barlarda ise yüzde 9’ dan fazlası ayrılan personelin yerini dolduracak yeni insanlar arıyor…

Özellikle otel, restoran ve perakende alanının karakteristik özelliği diğer sektörlere kıyasla çalışanların eline düşük ücret geçmesi…

Bu nedenle daha iyi ücret ve esnek çalışma koşullarının olduğu farklı alanlara yoğunlaşan ilgi şaşırtıcı değil…

Ama düşük ücret tek kriter değil. Örneğin inşaat alanında doyurucu ücrete rağmen tam 350 bin kişiye ihtiyaç duyuluyor ama açık bir türlü doldurulamıyor..

Bir başka ifadeyle ABD’ de bugün 1,5 milyondan fazla elemana ihtiyaç duyulan istihdam boşluğu var ama bu sektörlerde çalışacak insan bulunamıyor…

Bir inşaat şirketi yetkilisinin ifadesiyle; ‘artık iş verme sorunu yok, işi yapabilecek eleman sıkıntısı var’..

‘Büyük İstifa’ sonucunda işini bırakan ve bırakacak 47 milyon kişi ne yapıyor derseniz?

Bunların büyük çoğunluğu daha yüksek ücretlerle daha iyi koşullar sağlayan sektörlere transfer olmakta..

İş değiştirme tercihlerinde pandeminin değiştirici ve dönüştürücü rolü bariz biçimde ortaya çıkıyor..

İster mavi ister beyaz yakalı olsun çoğu çalışan artık mesai saatleri içinde ofis ve benzeri alanlara kapandıkları yarı hapishanelere dönmek istemiyor…

Restoran, otel, bar, inşaat, şoförlük ve benzeri sektörlerde yüz yüze çalışma zorunlu ama bu tüm sektörler için geçerli değil…

Evlere kapanmak zorunda kaldığımız karantina dönemiyle birlikte yaygınlaşan uzaktan çalışma olanağının olduğu alanlar yeni dönemin tercih edilen alanları…

Uzaktan çalışma ile ilgili veriler işverenlerinde yöntemden memnun olduklarını, yeni yöntemin verimliliğe olumlu katkısı olduğunu gösteriyor…

Bir yöneticinin tanımıyla ‘önemli olan verdiğim işin zamanında ve düzgün yapılması, nerede yapıyor olmasından bana ne?...

Yeni anlayışın özeti;  Sabah sekizden akşam beşe kadar birileri masasında otursun diye değil gerçekten işlerini bitirsinler diye para ödenecek artık..

Gerçekten de hedef buysa, ofislere ve ofislere ayrılan onca bütçelere masrafa ne gerek var?

İşveren kadar hatta ondan da çok asıl çalışana büyük avantaj sağlıyor uzaktan çalışma…

Her Allahın günü ömür törpüsü ofis yolculuklarıyla geçen saatleri daha verimli biçimde değerlendirme olanağı…

Çocuğu okuldan alma, ebeveyn olarak daha fazla ilgilenme, patrondan izin koparmadan yapılamayan pek çok işe vakit ayırabilme fırsatı…

Mevcut işe geri dönmeme nedenlerinden bir başkası ise demografik tercih…

ABD’ nin büyük metropollerinden güneydeki daha sakin, daha mütevazi büyüklükteki kentlere kaçış…

Örneğin Şikago, San Fransisko gibi bölgelerden Güney Karolina’ ya ciddi bir göç yaşandığı gözleniyor..

Güneyin tercih edilmesinin birkaç nedeni var:

Salgın sonrası hızlanan doğaya dönüş akımına uygun bölgeler olmaları yanında büyük metropollere oranla konut fiyatlarının ucuzluğu…

Hepsinden de önemlisi uzaktan çalışmanın mümkün olduğu sektörler açısından çalışanın nerede olduğu önemli değil…

Bir başka ifadeyle internet bağlantısı ve bilgisayarın olduğu her yer artık ofis..

Öyle olunca bir çalışanın ifadesiyle “San Francisco’ da ödenen kirayla Greenville’ de ev satın almak mümkün”..

Son yüz yılın tüm insanlığı etkilemesi nedeniyle en önemli vakası olarak nitelendirilecek covid-19 virüsünün yarattığı büyük dalganın çalışma hayatına yansımaları şimdilik böyle…

Sosyal siyasal ekonomik gelişmelerin tüm yaşamı baştan aşağı değiştireceği yeni bir çağın arifesindeyiz…

Bilişim ve teknoloji ışığında kuruluyor Yeni Dünya…

Ayak uyduranlar kazanırken, ıskalayanlar kaybedecek…

*Yararlandığım kaynaklar

Abdullah AYAN


Yazarımızın diğer yazıları: