Türk-İş: Açlık sınırı 4 bin, yoksulluk sınırı 13 bin liranın üzerine çıktı
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) verilerine göre; aralık ayında, 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 4 bin 13 liraya, yoksulluk sınırı ise 13 bin 73 liraya çıktı. Bekar bir çalışanın aylık yaşam maliyeti de 4 bin 927 liraya yükseldi.
Türk-İş, çalışanların ‘geçim şartlarını’ ortaya koymak amacıyla yaptığı ‘açlık ve yoksulluk sınırı’ araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Buna göre; döviz kurunun düşmesine rağmen mutfak enflasyonu, aylık yüzde 25,75, 12 aylık bazda ise yüzde 54,96 oranında arttı.
1987'ye benzer durum
Türk-İş, araştırmaya ilişkin, “Ücretli çalışanların ve emeklilerinin geçim şartları daha da ağırlaştı. Benzeri yüksek oranlı artış, Kasım 87 seçimlerini izleyen ayda da (Aralık 1987) gerçekleşmişti” değerlendirmesini yaptı.
Türk-İş verilerine göre; 4 kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 4 bin 13 lira 26 kuruşa çıktı.
Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 13 bin 72 lira 51 kuruşa yükseldi. Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 4 bin 926 lira 94 kuruş oldu.
Türk-İş'ten açlık ve yoksulluk araştırmasına ilişkin yapılan değerlendirmeler ise satır başlarıyla şöyle:
“Ücretli çalışanların gelirleri fiyat artışına yetişmedi”
“Yabancı paralar karşısında TL’nin değer kaybetmesiyle başlayan süreç, faiz artışıyla dengelenmesi beklenen döviz kurunun -rekabetçi kur yaklaşımıyla- hızla yükselmesini beraberinde getirdi. Böylece ihracatın artması ve cari açığın azalması hedefiyle ekonomide denge ve istikrar sağlanması öngörüldü. Ancak şartların doğrulamadığı varsayım, yerini 'dövize endeksli kur' politikası uygulamasına bıraktı ve olumlu sonuçları görüldü. Hızla yükselen döviz kuru aynı hızla geriledi. Ancak dövizde yaşanan bu hızlı dalgalanma, maliyet artışına yol açtığı gerekçesiyle anında fiyatlara yansıtıldı ve başta gıda ürünleri olmak üzere etiketler gün içinde birkaç kez değiştirildi. Ücretli çalışanların gelirleri fiyat artışına yetişmedi, mevcut gelirlerin satın alma gücü daha da geriledi. Her geçen gün yoksullaşma arttı.
“Asgari ücretteki artış fiyatların gölgesinde kaldı”
İşçi ve ailesinin önemli ve çoğu zaman tek geliri olan asgari ücret, bu süreçte aylık net 2 bin 825 lira 90 kuruştan 4 bin 253 lira 40 kuruşa yükseldi. Bir önceki yılda geçerli olan asgari ücrete kıyasla aylık net bin 427 lira 50 kuruş ve yüzde 50,51 oranındaki artış, bu ay gerçekleşen fiyatların gölgesinde kaldı. Dolayısıyla bu durumda satın alma gücü ve yaşama şartları iyileşmeyecektir.
“İhtiyaç kredisi ile kredi kartı borcunun faizi çok yüksek”
Öte yandan, ücretli çalışanların borçlanarak aradaki farkı ötelemeye çalışması da çözüm değildir. Ücretli çalışanların kullandığı ihtiyaç kredisi ile kredi kartı borcunun faizi çok yüksektir. Türk-İş’in verileri temel alındığında, mutfak enflasyonundaki değişim Aralık 2021 itibariyle şu şekilde gelişti:
“Gıda enflasyonunda rekor artış”
Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin gıda için yapması gereken asgari harcama tutarı, bir önceki aya göre rekor bir artışla yüzde 25,75 oranında gerçekleşti. Gıda enflasyonunda son 12 ay itibariyle artış oranı ise yüzde 54,96 oldu. Yıllık ortalama artış oranı ise yüzde 23,72 olarak hesaplandı.
Türk-İş hesaplamasına temel alınan ve doğrudan piyasadan derlenen fiyatlara göre; gıda ürünlerinde Aralık 2021 itibariyle gözlenen değişim, harcama gruplarına göre şu şekilde oldu:
“Sütte bir aylık artış yüzde 35,3 olarak hesaplandı”
Süt, yoğurt, peynir grubunda; başta süt olmak üzere bütün markaların ürün çeşitlerinde yüksek oranda artış gerçekleşti. Sütte bir aylık artış yüzde 35,3 olarak hesaplandı. Bu ürün grubundan kaynaklanan fiyat artışlarının aile bütçesine getirdiği aylık ek yük 135 TL oldu.
“Kıyma ve kuşbaşının kilogram fiyatı ortalama 30 tl arttı”
Et, tavuk, balık, sakatat, bakliyat ürünlerinin bulunduğu grupta; kıyma ve kuşbaşı et ile tavuk fiyatı artarken sakatat (ciğer, böbrek, yürek) ürünlerinden sadece dana ciğeri fiyatı arttı. Kıyma ve kuşbaşı et kilogram fiyatı ortalama 30 TL (yüzde 26,1) arttı. Tavuktaki artış yüzde 17,1 oldu. Fiyat artışlarından balık da payını aldı ve ortalama kilogram fiyatı arttı. Hesaplamada yine hamsi, istavrit gibi nispeten bol ve ucuz balık çeşidi dikkate alındı. Geçen ay 120 TL olan ithal somon kilogram fiyatı, bu ay 190 TL etiket fiyatıyla tezgâhta yer aldı. Yumurtanın tanesi 1,30 TL’den 1,80 TL’ye yükseldi. Bakliyat ürünlerinden (kuru fasulye, kırmızı-yeşil mercimek, nohut, barbunya vb.) özellikle ithal edilenler, döviz kurundaki artışa paralel daha pahalı olurken dövizdeki düşüş ürün fiyatlarına yansımadı. Barbunyada artış yüzde 53,2, yeşil mercimekte yüzde 50,0 olarak hesaplandı ve son hafta itibariyle fiyatlarında bir indirim olmadı. Bu ürün grubundan kaynaklanan fiyat artışlarının aile bütçesine getirdiği aylık ek yük 274 TL oldu.
“Yaş sebze ve meyve fiyatları da yükseldi”
Yaş sebze-meyve fiyatları da bu ay ortalama olarak artış gösterdi. Mutfakta ağırlıklı olarak kullanılan patatesteki fiyat artışı ise dikkat çekti ve kilogramı 7 TL’ye kadar yükseldi. Ortalama meyve-sebze kilogram fiyatı bu ay artışla 8,69 TL oldu. Geçen ay 8,28 TL olan ortalama sebze kilogram fiyatı bu ay biraz artarak 8,59 TL’ye yükseldi. Ortalama kilogram meyve fiyatı ise geçen aya göre biraz gerileyerek 8,83 TL oldu. Her zaman olduğu gibi pazarda sıklıkla bulunan ürünler temel alınarak hesaplama yapıldı. Bu ay, 17 sebze ve 12 meyve olmak üzere toplamda temel 29 üründeki fiyat değişimi hesaplamada dikkate alındı. Ürünlerin tek tek ağırlığı yerine yine harcama sepetindeki meyve-sebzenin toplam miktarından hareket edildi. Bu ürün grubundan kaynaklanan fiyat artışlarının aile bütçesine getirdiği aylık ek yük 59 TL oldu.
“Ekmeğin aile bütçesine ek maliyeti 95 lira oldu”
Ekmek, pirinç, un, makarna, bulgur, irmik gibi ürünlerin bulunduğu grupta; ekmekte beklenen fiyat artışı resmi olarak gerçekleşti. Ankara’da 200 gramı 1,75 TL’den satılan ekmeğin yeni fiyatı 2,25 TL ve kilogram fiyatı da 11,25 TL oldu. Böylece zam oranı yüzde 28,57 olarak hesaplandı. Sadece ekmeğe yapılan zammın aile bütçesine aylık ek maliyeti 95 TL’ye ulaştı. Gıda harcamasındaki artışının üç puanı ekmeğe yapılan zamdan kaynaklandı. Geçen ay fiyatı artan ekşi mayalı köy ekmeği, tam tahıllı vb. şekilde satılan ekmek, bu ay ortalama yüzde 20 oranında yeniden zam gördü. Önümüzdeki günlerde ekmeğin gramajı ile birlikte fiyatında da artış olması bekleniyor. Bu harcama grubunda yer alan gıda maddelerinden pirinçte yüzde 42,7, bulgurda yüzde 70,8 ve unda yüzde 30,4 oranında fiyat artışı tespit edildi. Makarna ve irmik fiyatı değişmezken pirinç fiyatı biraz arttı. Bu ürün grubundan kaynaklanan fiyat artışlarının aile bütçesine getirdiği aylık ek yük 185 TL oldu.
“Zam şampiyonu ayçiçek yağında artış yüzde 117,2 oldu”
Son grup içinde yer alan gıda maddelerinden; tereyağı ve margarin fiyatı arttı. Margarin paketi de yakında tereyağı gibi 200 gram olarak satılacak gibi gözüküyor. Ayçiçeği yağının litresi bu ay 51,90 TL’ye yükseldi ve aylık yüzde 117,2 oranında artışla bu ayın zam şampiyonu oldu. Bu ay zeytinyağı fiyatı da arttı. Siyah ve yeşil zeytin fiyatı ortalamada fazla değişmedi. Yağlı tohum (ceviz, fındık, fıstık, ay çekirdeği vb.) ürünleri fiyatı ise bu ay artış görülen ürünler arasında yer aldı. Geçen ay yüksek oranda fiyatı artan baharat ürünleri (kimyon, nane, karabiber vb.) fiyatı (kimyondaki artış dışında) bu ay değişmedi. Şeker yüzde 57,8 oranında arttı ve fakat tuz fiyatı değişmedi. Pekmez ve reçel fiyatı arttı, bal fiyatı değişmedi. Çay fiyatı -düşük oranda da olsa- bu ay yine arttı, ıhlamur fiyatı değişmedi. Salça fiyatı da aynı kaldı. Bu ürün grubundan kaynaklanan fiyat artışlarının aile bütçesine getirdiği aylık ek yük 169 TL oldu.”
Kaynak: T24.com.tr