Vergide adalet: Keynes geri mi dönüyor?
-
Önceki makalede, yeni liberal düzenin çarpıklıkları ve yarattığı adaletsiz sistemin toplumsal eşitsizliği ele almaya çalıştım.
Dayanılmaz boyutlara ulaşan gelir dağılımındaki bozulmanın temel nedenlerinden biri olarak ortaya çıkan vergi adaletsizliğine karşı kapitalizmin yaralarını sarıp yoluna devam etme çabalarını anlatırken somut olarak ABD' deki işleyişi görmek gerekiyor..
‘Çok kazanandan daha çok’ vergi toplayıp toplumun alt kesimlerine paylaştırmak bir yana, alt kesimleri ezerken, zenginlerin vergi ödememesini teşvik eden sistemin nelere yol açtığı aslında sır değil..
Bu alanda ABD özellikle ilgiyi çekiyor..
Pandemi koşullarının seçilmesine olağanüstü katkı verdiği Biden ve yönetimi vergi düzenlemelerini rehabilite ederek, servet paylaşımını düzeltme ve seçilmesine yol açan destekçilerin beklentilerine yanıt verilmesi gerektiğinin farkında..
Aslında atılması gereken adımlar belli..
Vergi sisteminde ultra zenginlere tanınan ve artık o kesimin bile sürdürülemez gördüğü düzenin sona erdirilmesi, toplanacak vergilerle devletin felç olmuş sosyal yanının yeniden canlandırılması ile çıkılabilir yola..
Bozuk sistemin ABD'de nasıl işlediği ve nelere yol açtığını görmek, tedavinin başlangıcı da olabilir aslında..
Örneğin ABD'de kişilerin servet olarak tuttukları varlıkları ne kadar değer kazanırsa kazansın satılmadığı sürece vergiye tabi tutulmuyor..
Bir başka ifadeyle yıl sonlarında cari fiyatlara göre revize edilmesi gereken yeniden değerleme yöntemi uygulanmıyor..
Elde tutulan varlık sadece gayrimenkul ile sınırlı olsa, uygulama zorluklar barındırabilir. Ama söz konusu ABD gibi servetlerin yüzde 75’i hisse senetlerinden oluşan bir ülke olunca pratikte çözüm bırakın yılları her an saptanabilir..
Ama ABD hisse senetlerine gelir vergisi tahakkuk ettirmiyor nedense…
Böylece ultra zenginler çok basit bir yönteme başvuruyor, hisse senetlerini teminat göstererek aldıkları kredilerle ömür boyu ‘borç içinde’ saltanatlarını sürdürüyorlar..
O hisse senetleri eninde sonunda el değiştirecek ve sonuçta ortaya değer artışı kaynaklı nasılsa vergi çıkacak diyorsanız, ABD sistemi ona da çare bulmuş..
Ölenlerin bıraktığı varlıklar nedeniyle mirasçılar herhangi bir vergiye tabi değil..
Somut örnek Oracle isimli yazılım şirketi ve şirketin sahibi Larry Ellison'ın başvurduğu yöntem:
Ellison kendisine ait şirketinin hisseleri son yıllardaki borsa değeri sayesinde bankalarda 10 milyar dolarlık kredi limitine sahip..
Bu hisseleri teminat gösterip dilediği miktarda kredi çekebiliyor. Bu gelirden dolayı vergi ödemek bir yana tahakkuk eden banka faizini gelir beyannamesinde gider gösterip düşebiliyor..
Ortalama bir ABD'li son 5 yılda servetini (çoğunlukla aldığı evin değer artışından) 65 bin dolar arttırırken ortalama 62 bin dolar vergi öderken, ultra zenginler servetlerine servet katmakta..
Yoğun eleştirilerin artık isyan boyutuna vardığı vergi düzenlemeleriyle ilgili Biden yönetimi ciddi adımlar atmaya hazırlanırken, 'en zenginlerin' bile kendilerine tanınan ayrıcalıklardan şikayetlerini yıllardır dillendirmeleri tablonun en şaşırtıcı yanı olarak ortaya çıkıyor..
Örneğin en zengin 25 kişi içinde en çok vergiden kaçınanlardan Warren Buffett'in New York Times için kaleme aldığı makaledeki şu ifade:
“Washington süper zenginleri artık kollamaktan vazgeçmeli. Biz benekli baykuş veya neslimiz tükenmekte olan bir tür değiliz. Zenginler olarak daha çok vergi ödeyerek fedakârlık yapmalıyız”
Peki, somut gerçeği böylesine samimi biçimde anlatan ve somut öneri getiren Buffet iş fiiliyata geldiğinde ne yapmış?
2014-18 arası serveti 24,3 milyar dolar artan Buffet'in aynı yıllarda ödediği vergi 24 milyondan az (23,7 milyon dolar)
Ortalama Amerikalı yüzde 14 vergi öderken Buffett binde 1'den az vergiyle yetinmiş..
Vergi yoksulu Buffet ile ilgili son gelişmeye 2021 mart ayında tanık oluyoruz..
Yöneticisi ve en büyük hissedarı olduğu Berkshire Hathaway yatırım şirketi portföyündeki varlıkların değer artışıyla 2021 ilk çeyreğinde Buffet'in kişisel servetinin 12,8 milyar dolar arttığı görülüyor..
Böylece ünlü yatırımcı 90 yaşında 100 milyar dolar servete ulaşarak 100 milyar dolar üstü servete sahip dünyadaki en zengin 6 kişiden biri unvanına kavuşuyor ömrünün son demlerinde..
ABD yönetiminin uzmanlara yaptırdığı hesaplamalara göre 'ultra zenginlerin' hisse senetlerinde tuttuğu bu türden cari fiyatlara göre revize edilmemiş varlık gelirleri toplamı tam 2,7 trilyon dolar..
Kurmayların Biden'e önerdiği ve bu tür servetlerden yüzde 40 vergi alınması önerisi hayata geçerse devletin kasasına 1 trilyon doları aşkın ek kaynak girmiş olacak..
Bu miktar 2019 yılı bütçesi 3,5 trilyon dolar* olan ABD için çok önemli bir kaynak…
Düzenleme Kongreden geçirilebilirse, elde edilecek bu vergi geliriyle orta direğin vergi oranları indirilebilir veya toplumun alt kesimlerine sosyal transferlerle destekleme adımları atılabilir..
Böylece, unutulmaya yüz tutmuş o ünlü 'çok kazanandan çok, az kazanandan az' ilkesine gerçek anlamda işlerlik kazandırılabilir..
Bugüne kadar dokunulamayan aşırı zenginlerin lobi gücü aşılabilirse çözüm aslında çok basit:
- Teminat gösterilerek kredi kullanılan varlıkların cari fiyatlarla değerlendirilip ortaya çıkan fark üzerinden vergilendirilmesi..
- Mirasçılara geçen varlıklardan bugüne kadar alınmayan değer artış vergisinin alınması..
Vergi adaletini sağlamaya yönelik bu türden hamleler gelebilir mi?
Kamuoyunun desteği önemli ve son anketler bu türden radikal düzenlemelerin çoğunluk tarafından pek te benimsenmediği görülüyor…
Devleti devlet yapan temel niteliklerden sosyal politikalar başta ABD gibi kapitalizmin bayraktarlığını yapan ülkelerde hayata geçirilebilir mi?
Bir başka ifadeyle sorayım:
1980’lerin başında öldü denilen Keynes’çi ekonomi 40 yılın ardından yeniden arz-ı endam eder mi?
Hep birlikte göreceğiz..
Abdullah Ayan
Yazarımızın diğer yazıları:
- Zenginleri vergiden muaf tutan sistem..
- El Salvador, Bitcoini resmi para ilan eden ilk ülke..
- Otomotiv devrimi nelere yol açacak?
- Otomotivde yeni çağ..
- Mersin neden güç birliği oluşturamıyor? (TÜDAŞ'ın trajik öyküsü -2-)
- Mersin neden güç birliği oluşturamıyor? (TÜDAŞ'ın trajik öyküsü -1-)
- Mersin' in çok ortaklı şirketler sınavı (Başarılardan hezimete 1930'lar)
- Mersin yatırım anlamında neden güç birliği oluşturamıyor?
- Çin'e borçlanmanın bedeli, Karadağ'ın başına gelenler..
- Yeni dünya düzeni ve Çin..
- Pandemi ve Çip Kıtlığı…
- Mersin Metro ihalesi tamam gibi, finansman bulunursa!..