0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’ye göre 2021 sezonu itibariyle hiçbir çiftçinin “Ben şu üründen zarar ettim” demesine imkan yok.

Pakdemirli temel olarak çiftçinin yüksek maliyetli üretim yapsa bile bunu yüksek fiyattan satabileceğini savunuyor. Ancak rakamlar Pakdemirli’nin görüşlerinden biraz farklı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayınlanan tarımsal girdi fiyatları endeksi (Tarım-GFE) şu an yıllık yüzde 36.20’yle endeks tarihinin rekorunda. Bazı çiftçi örgütleri ve muhalefet partileriyse bu rakamın bile makyajlı olduğu görüşünde.

Çiftçilere göre son bir yılda gübreye yüzde 300 ila 500, mazota yüzde 115, tarımsal elektriğe yüzde 121, tohuma yüzde 50 ila 300, ilaca ise yüzde 100 ila 300 arasında zam geldi.

2020’de1800 TL olan üre gübresinin fiyatı son yüzde 30’luk indirim sonrası şu an 9 bin 200 TL.

Yine 2020’de 6 lira olan mazot bu yıl 15 liranın üzerinde.

Verilerle ‘topraktan uzaklaşma’

Çitçilerin son yıllarda topraktan uzaklaştığı da rakamlarla ortaya konan bir gerçek.

Resmi verilere göre kayıtlı çiftçi sayısı son beş yılda yüzde 26; son 10 yılda ise yüzde 53 azaldı.

2008’de 1 milyon 127 bin olan çiftçi sayısı 2011 yılında 1 milyon 122 bindi. Çiftçi sayısı 2021 yılının eylül ayında 530 bine kadar düştü.

TÜİK’e göre yıllar içinde tarımda istihdam edilenlerin oranında da ciddi düşüş var. 2002’de 7 milyon 458 bin kişi tarımda istihdam olurken Eylül 2021’de bu rakam 4 milyon 974.

Bakan ne diyor?

Pakdemirli, bugün Denizli’deki bir organizasyonda son 3,5 yılda çiftçileri kar eden bir duruma getirdiklerini savundu.

Pakdemirli’nin açıklamaları şöyle:

“Çiftçimizi beş yerden sarıp sarmalayan sistemimiz var. Vatandaşlarımız, 2021 sezonu itibariyle ‘Ben şu üründen zarar ettim’ demez. Ancak önümüzdeki yıla vatandaşlarımızın tabii ki kaygıları var.

Dünyada büyük bir sıkıntı haline gelmiş olan gübre fiyatlarındaki artış, maliyetlerdeki artış, ilaç fiyatlarındaki artış, mazottaki artış, yani girdilerimizin çoğundaki artışla beraber üretmiş olduğu ürünü hak ettiği fiyata satabileceğine dair kaygıları var. Biz de her zaman şunu söylüyoruz: ‘Asla kaygılanmayın, size harman zamanında maliyetlerinizi karşılayacak ve kar bırakacak mekanizmamızı kurduk. Çiftçimiz, üreticimiz para kazanacak’ diyoruz.” 

Bakan, daha dünyadaki fiyat artışları nedeniyle çiftçilerin yüksek maliyetle ürettiği ürünlerini yüksek fiyattan elden çıkarabileceğini de dile getirmişti.

Ancak uzmanlara göreyse böyle bir durumda da halihazırda yangın yerine dönen marketlerdeki fiyat etiketleri daha yukarı çıkabilir.

Hükümet gıda enflasyonunun anketlere de ciddi şekilde yansıması sonrası temel gıda ürünlerinde KDV indirimlerine gitmek zorunda kalmıştı.

Maliyetinin altında satış

Kasım ayında Türkiye’nin narenciye ihtiyacının 3’te 1’ini karşılayan Adana’da limonun kilo fiyatı halde 25 kuruşa düşmesi ile fiyat içine konulan kasanın bile altına inmişti.

Yine geçen yıl çiftçi 1 liraya mal ettiği kuru soğanı 40-50 kuruşa elden çıkarmak zorunda kalması basına yansımıştı.

Çiftçiler ayrıca ektikleri patates, soğan, elma, mısır gibi ürünlerden de zarar ettiklerini bildirmişti.

Kaynak: Diken.com.tr