Önceki makalede Konda’ nın on yıllık araştırma verilerine dayanan “Türkiye 100 Kişi Olsaydı” raporundan söz etmiş, toplumsal değişimle ilgili tablonun çarpıcı yanlarını paylaşmaya çalışmıştım…
Demografiden eğitime, çalışma hayatından etnik ve inanca dayalı dağılıma kadar genel görünümü ve görünümün on yıllık değişimini yansıtan fotoğraf, sosyal ve kültürel alanda da ilginç sonuçlar ortaya koyuyor…
**
Eş seçiminde görücü usulü on yıl önce yüzde 48 iken bugün de 47…
Bir araya gelerek karşılıklı evlenmeye karar verenlerde de tablo benzer: on yıl önce birbirlerini görüp beğenerek evlenenler yüzde 44 iken bugün 46…
Tablonun asıl düşündürücü yanı rızası dışında evlenenlerin oranı.. Araştırmadan anlıyoruz ki, bu ülkede halen her yüz kişiden yedisi rızası dışında evlendiriliyor.
**
Dini inanç ve mezhep dağılımında on yıl önce yüzde 5 olan alevi oranı yüzde 4’ e, Sünnilerin oranı da 90’ dan 88’e inerken, dini inancı olmayanlar aynı zaman kesitinde 2’ den 6’ya çıkmış..
Benzer tablo ‘ dindarlık seviyesinin tanımlanmasında’ da görülüyor..
On yıl önce kendisini ateist olarak görenler yüzde 2 iken 2021’de yüzde 7…
Dindar olarak görenler ise 57’ den 50’ ye düşmüş..
2011’ de kendisini Sofu olarak tanımlayan yüzde 11’ lik kesim bugün de yüzde 10 olarak ağırlığını koruyor..
**
Ve bir dönemin toplumu etkileyen en ciddi tartışma konularından biri olan baş örtüsü…
On yıl önce başını örten kadınların oranı yüzde 53 iken bugün 48..
Buna karşı başını örtmeyenler 37’ den 41’ e çıkmış..
AK Parti dönemiyle anılmaya başlanan türban konusunda ciddi değişim gözlenmiyor. 9 olan türbanlı sayısı bugün 10…
**
Asıl toplumsal değişim Dini vecibeleri yerine getirme konusunda görülüyor…
Örneğin hiç namaz kılmadığını söyleyenler on yıl önce yüzde 17 iken bugün 24..
Nadiren veya bazen namaz kılanlar 41’ den 32’ ye inmiş..
Düzenli namaz kıldığını söyleyenlerin oranı ise 42’ den 44’e çıkıyor..
Oruç tutma dağılımında da benzer eğilimi gözlemek mümkün:
On yıl önce düzenli oruç tuttuğunu söyleyenlerin oranı yüzde 78 iken 2021’de yüzde 67..
Kim ne derse desin %15’ lik düşüş üzerinde konuşulması gereken ciddi bir veri…
Hiç oruç tutmadığını söyleyenlerde durum daha da ilginç..
On yıl önce yüz kişinin 8’ i hiç oruç tutmadığını söylerken bugün sayı 16’ ya çıkmış…
Yüzde yüzlük değişim söz konusu ki, üzerinde durulmaya değer…
**
Ve toplumu derinden etkileyen yeni sosyalleşme alanları..
Sosyal mecraları kullananların sayısındaki değişim on yıl içinde nereden nereye geldiğimizi hiçbir yoruma yer bırakmayacak biçimde ortaya koyuyor:
On yıl önce sosyal medyayı kullanmadığını söyleyenlerin oranı yüzde 62 iken bugün 18’e gerilemiş..
Sosyal medyayı kullandığını söyleyenler ise yüzde 38’ den 82’ ye çıkmış…
Siyasetçilerden, pazarlamacılara herkesin dersler alacağı fotoğraf…
Halkın sosyal platformlarla olan bağına gelince; On yıl önce yetişkin nüfusun 31’ nin facebook hesabı varken bugün 46.
Buna karşı 100 kişiden 36’sının sosyal medya kullandığını fakat Facebook’a girmediğini söylemesi de ilginç..
Diğer sosyal mecra platformu Twitter kullananların sayısı on yıl önce yüzde 5 iken 2021’de %27..
Türkiye bir yana tüm dünyanın şaşkınlıkla izlediği asıl çarpıcı tablo Instgram kullananların sayısındaki akıl almaz oranlar:
Konda ilk olarak 2013’ te ölçmeye başladığında yüzde 4 olan Instgram kullanıcıları 2021’ de 55’ e ulaşmış…
Her yüz kişiden 55’ inin bugün Instgram hesabı var ki, böylesi bir ilgi ne Facebook ne de Twitter’ e hiçbir zaman gösterilmedi…
Sosyal medya kullanımı böylesine yaygınlaşırken televizyon izleme oranları hızla düşüyor..
Örneğin 2012’ de yüz kişinin 96’ sı haberleri tv’ den izlerken oran bugün 72..
2012 yılında televizyondan haber izlemediğini belirten yalnızca yüzde 4’tü. Bu oran 2021’de yüzde 28’e ulaşmış bulunuyor..
**
Bir başka toplumsal değişim dalgası internet üzerinden alışverişte görülüyor:
2016’da ilk araştırma konusu edildiğinde internetten alışveriş yapanların oranı yüzde 22 iken 2021’ de oran yüzde 64’e çıkıyor…,
Ülkenin on yıllık yolculuğuyla ilgili değişim tablosu bu kadarla sınırlı değil.. Alkol ve sigara kullanımı, bankada hesabı olanların sayısı, gazete kitap okuma oranları ve hayat tarzları sonraki makalede…
Abdullah AYAN
Yazarımızın diğer yazıları:
YEREL
19 Aralık 2024YEREL
19 Aralık 2024YEREL
19 Aralık 2024YEREL
19 Aralık 2024YEREL
19 Aralık 2024YEREL
19 Aralık 2024YEREL
19 Aralık 2024