Pandemi ile hızlandırılmış yaşam tarzı, başta sağlık olmak üzere yarattığı sorunlarla düne kadar kapıldığımız nice akımın nasıl tehlikeler barındırdığını gözler önüne serdi…
Daha sakin, daha seyreltilmiş, daha az insanın bir araya geldiği sade olduğu kadar daha rafine bir ortam…
O ünlü romana adını verdiği haliyle “çılgın kalabalıktan uzak” atmosferin özlemindeyiz artık…
Yürüme mesafesinde bir solukta yaya olarak ulaşılacak mekânlar…
Araç trafiğini değil, insanı önemseyen yeni bir ulaşım anlayışının ne kadar önemli ve gerekli olduğu son bilimsel araştırmaların ortaya koyduğu verilerle de destekleniyor artık..
ABD’ de son yapılan araştırmalara göre park ve açık alanlara ulaşımın yaya olarak sağlanması insanların ölüm oranlarında düşüşler sağladığı gibi hareketli bir yaşam sayesinde daha çok yürüyenlerin toplumsal prevalans hızı (belirli dönemde bir hastalığın veya salgının halk genelinde görülme sıklığı) daha az yürüyenlere göre çok daha düşük…
Yine ABD’ de 1,1 milyon insanın şeker ölçümleri sonucu ortaya çıkan tabloya göre yürüyenlere oranla yürümeyenlerin şeker düzeyleri yüzde 20 daha yüksek…
Bilimsel veriler ABD’ nin son yüz yıldaki otomobil yolculuğunu önceleyen ve büyük alış veriş merkezlerine yaya ulaşımını neredeyse olanaksız kılan kent mimari döneminin sonuna geldiğimizi gösteriyor…
Yeni anlayış kadim toprakların unutulmaya yüz tutan eski mekânlarını canlandırmaya, tozlarından arındırıp hayatımızın bir parçası haline döndürmeyi amaçlamakta…
Eski yollar, unutulan meydanlar, ölüme terk edilmiş evler… Küllerinden yeniden doğmaya hazırlanıyor…
Modern yapıların, alış veriş merkezlerinin makyajlı abartılı hızlı trafiğine inat, insanlara soluklanma imkânı veren enerji yayan yığma evlerden oluşan sokaklar, sokakların açıldığı küçük kasaba meydanları…
İnsanlar yeniden sosyalleşme alanları gördükleri bu meydanlara, sokakları arşınlayarak ve yürüyerek ulaşmayı özlüyorlardı, pandemi sonrası yeni yaşam tarzının önceliği olarak görüyorlar…
Eski mekanlara çıkılan kısa mesafeli yaya yolculuğun öncelikleri AVM’ lerden bir şeyler alma gereksiniminden çok farklı..
İnsanlar yayalaştırılmış sokaklara alış verişten çok maziyi yaşama, soluklanma, farklı bir ortamda sosyalleşme beklentisiyle geliyorlar…
Yaya olarak ulaşılabilen, araç trafiğinden arınmış, insan odaklı mekan yaratma, ışık oyunlarıyla yapay çiçeklendirmeyle değil toprakla buluşan ağaçlandırmayla birlikte tasarlanıyor artık…
Sürdürülebilir yaşama kucak açan ve araçlardan araçların kirlettikleri ortamdan arınmış yeni kent tasarımlarında araba trafiğini rahatlatan anlayışın yerini yayalaştırma alıyor artık…
Battı-çıktı ve benzeri uygulamalarla araba trafiğini hızlandıralım derken kentlerin canına okuyan geçici akımlar tarihin çöplüğüne atılmakta…
O vahşi kentsel mimarinin yerini küçük sinemaların, kafelerin, barların, bakkalların bir gölet etrafında toplandığı, insanların söğüt ağaçları altında buluştuğu asude mahaller, meydanlar almaya başladı yeniden…
Yürüme mesafesindeki bu buluşma alanları sadece fiziki anlamda sağlığa iyi gelmekle kalmıyor…
Araştırmalar gösteriyor ki, insanlar bu ortamlarda soluklanırken tanışıyor, sohbet edip sosyalleşiyorlar..
Sosyalleşme ve insanların birbiriyle temas etmesi, tanıması suç oranlarını azaltıyor…
Hastalıkların tedavisine bütçelerinden önemli kaynaklar ayırmak zorunda kalan devlet yönetimleri yayalaştırma sayesinde çok küçük kaynaklarla önleyici sonuçlar elde ederken, buluşan insanların bir arada barış içinde yaşama iradesi asayişe ayrılan paraların da halkın mutluluğuna hasredilmesini sağlayacak…
Küçük adımlarla elde edilecek büyük ve insana dokunan sonuçlar…
Merkezi ve yerel yönetimlerin ortaya koyacağı iradeyle dokunsak elimizin ulaşacağı kadar yakın ama bir o kadar da uzak…
Abdullah AYAN
Yazarımızın diğer yazıları:
YEREL
19 Aralık 2024YEREL
19 Aralık 2024YEREL
19 Aralık 2024YEREL
19 Aralık 2024YEREL
19 Aralık 2024YEREL
19 Aralık 2024YEREL
19 Aralık 2024