Akşener’den Erdoğan’a pandemi tedbirleri tepkisi

Akşener’den Erdoğan’a pandemi tedbirleri tepkisi

ABONE OL
Haziran 2, 2021 14:51
Akşener’den Erdoğan’a pandemi tedbirleri tepkisi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Akşener’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Maalesef Türkiye cami açılışında bile milleti bölmeyi başaran bir zihniyetle yönetiliyor. Bu kirli zihniyet ne zaman sıkışsa milletimizi bölmeye çalışıyor. Toplumsal ayrışmadan gerilimden besleniyorlar. Bunun son örneğini Taksim Camii açılışında yaşadık. “

“Bu çirkin anlayışın milletimize verecek bir şeyi olamaz. Buradan zerre utanmadan Allah’ın huzurunda nefret kusanlara camiye gıybet sokanlara gündem değiştirmek için ecdadına lanet okuyacak kadar  küçülenlere inat istiklal ordularının baş kumandanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü bir kez daha rahmetle anıyorum.”

Akşener’den TÜİK’in açıkladığı büyüme rakamına: Gözümüz aydın büyümüşüz!

“Bir insanın şahsi menfaatleri Allah korkusunun önüne geçerse o insan her şeyi yapar. Şahsi menfaatleri için gıybetten, kul hakkı yemekten çekinmeyenler günahta da sınır tanımazlar. İhtiyaç olur iftira ederler, ihtiyaç olur yalan söylerler. nitekim temel görevi iktidarın yalanlarına gerçeklik uydurmak olan TÜİK hafta başında aziz milletimize büyük bir müjde verdi. Gözümüz aydın büyümüşüz! Açıklamayı yapan TÜİK olduğu için biz de doğal olarak bu büyümeyi bir inceleyelim dedik. Beş çeyrek negatiften sonra net ihracat da az da olsa pozitif katkı yapmış. Elbette bunları sevindirici buluyoruz ama bazı şeyleri sorgulamak zorundayız. Milletimiz bu büyümeyi hissedebilmiş mi? Hayır. Mesela son bir yılda işsiz sayımız neden 2.5 milyon kişi artarak 10 milyona ulaşmış? Cevap yok. Bizden çok daha düşük oranda büyüdükleri halde birçok ülke pandeminin olumsuzluklarını bizden çok daha hafif yapıyor. Çünkü o ülkelerde ülkeler çok ciddi hibe desteği verdiler. Bizde ise iktidar sırf büyüyeceğiz diye hem ayrım tedbirlerle insanlarımızın sağlığını tehlikeye attı hem de direkt yardım yapmayarak insanlarımızı geçim sıkıntısıyla baş başa bıraktı. Bu çarpık anlayışının etkilerini büyüme rakamlarını incelediğimizde görebiliyoruz. Milli gelirimizi gelir yöntemiyle incelediğimizde ücret ödemelerinin GSYH içindeki payının 2014 yılının ilk çeyreğinden bu yana en düşük seviyeye geldiğini görüyoruz. Bir başka deyişle ücretli çalışanlar pastadan son 7 yılın en küçük payını almışlar. Ayrıca  bu büyümenin krediyle finanse edildiğini de atlamamak gerekiyor. “

“Sayın Erdoğan iş yapıyor gibi görünmek için şekilden şekilde girmek için artık vazgeç”

“Geçtiğimiz pazartesi günü Erdoğan pandemi tedbirlerindeki yeni dönem için kürsüdeydi. Milletçe cevabını beklediğimiz bir çok soru vardı. Net bir aşı takvimi oluşturulmuş mu? Oluşturulmamış. Turizm hareketliliği ve konaklamalar ilgili ne gibi kısıtlamalar var belli değil. Yurt dışına çıkışlardan 65 yaş üstü vatandaşlarımızın durumundan, telafi eğitiminden bahsedildi mi? Hayır. Her zamanki gibi bolca hamaset birkaç tane de yarım yamalak tedbir var. Ben merak ediyorum bu kapanma kararlarının bilimsel bir temeli var mıdır, bilim kurulunun bu konuda bir çalışması olmuş mudur. İktidarın artık bir şeyin farkına varması gerekiyor. Bir karar alma yetkisine sahip olmak alınan kararı hiçbir açıklama yapmadan hiçbir mantığa dayandırmadan kafaya göre uygulamak anlamına gelmez. Modern bir devlette her kararın rasyonel bir açıklaması olur. Böyle pandemi yönetilmez. Sayın Erdoğan iş yapıyor gibi görünmek için şekilden şekilde girmek için artık vazgeç. Aldığın abuk sabuk kararlarla zor duruma düşen insanlarımızı daha fazla zor duruma düşürme. Ya işini yap ya da sandığı getir, biz de memleketi hak ettiği gibi yönetelim.”

Akşener Hatay’da köylünün önüne döktüğü soğanı kürsüye getirdi: Rahmetli Müslüm Baba gibi, yansın bu dünya! 

“Onlar soğanları döktüler anında haklarında işlem başlatıldı ama bu soğan depoda kalmış en fazla 10 gün sonra çürümeye başlayacak. Bunu tüketici satın alamıyor, yetiştiren üretici satamıyor. Böyle bir ucube sistem olabilir mi? Rahmetli Müslüm Baba gibi, yansın bu dünya! Zaten bu dünyayı yakarsa garipler yakar. Ahan da bu soğan yakacak soğan!”

“Çiftçinin arasında olmayı güvenlik sayan bir Tarım Bakanı var!”

“Kabinenin yıldızı alan uzmanlığında damadının tahtını sallayan Tarım Bakanın geçen hafta hataya gelmiş ziraat odası başkanıyla oturup çay yemek yemiş, çay kahve içmiş, ama çiftçiye uğramamış. Bir de soranlara utanmadan güvenlik nedeniyle uğramadı demişler. Çiftçinin arasında olmayı güvenlik sayan bir Tarım Bakanı var! Bu işte yolun sonu görünüyor. Allah aşkına çiftçiden kaçan Tarım Bakanı olabilir mi?”

Akşener’den Erdoğan’a İkizdere çağrısı: Maden Rizelisin İstanbul’a ihanet ettiğin gibi Rize’ye de ihanet etmeyeceksin!

“Sayın Erdoğan’a Rizeli bir ailenin çocuğu olduğunu hatırlatmış olduk. Maden Rizelisin İstanbul’a ihanet ettiğin gibi Rize’ye ihanet etmeyeceksin!”

Akşener’den Erdoğan’a “gelin hanım” yanıtı: Sen daha dur, bunlar daha iyi günlerin

İkizdere’nin güzelim ormanlarına taş ocağı açmaya çalışan hem de  Rizeli olan o malum müteahhite bir otoyoldan bir yıl için 2 milyar 150 milyon lira garanti ödemesi yaptı. Çay üretiminden 1.5 milyon vatandaşımızın karnı doyuyor. 1.5 milyon insanımızın ekmek kapısı için verilen destek sadece 180 milyon lira. Bu para Kuzey Marmara Otoyolu için bir ayda ödenen para! Utanmazlığa bakar mısınız! Sayın Erdoğan alfa gelince Rizelisin ama Rizeliyi düşünmüyorsun. Sonra da Rize’nin gelini hemşerilerine sahip çıktı diye küplere biniyorsun. Buradan ilan ediyorum köpürsen de tehditler savursan da sahip çıkmaya devam edeceğim. Sen daha dur senin deyiminle bunlar daha iyi günlerin. Gelin Hanım sen elsin dedi ya, valla ben kayınvalidemi çok seviyorum aynı evde de oturuyoruz senelerdir. Kayınvalidenin tembihi var garip gurabanın yanından ayrılmayacaksın, Rizelinin ardında duracaksın. Onun için kayınbirader de öğrenecek gelin hanımdan öğrenecek.

“Tarım Bakanlığı son 10 yılda markalaşma için ne yapmış, ÇAYKUR’a Ak Parti Rize İl Başkanı’nı atamış!”

“Sorun ortada bir an önce çözülmesi gerekiyor ama iktidar kayırmacılıkla beceriksizlik üstüne beceriksizlik yapmaya devam ediyor. Tarım Bakanlığı son 10 yılda markalaşma için ne yapmış? ÇAYKUR’a Ak Parti Rize İl Başkanı’nı atamış. Ne markalaşma be’ Bu zihniyete çay üreticilerimizin sorunlarını çözemeyiz. İşte o nedenle ilk seçimde önce bu zihniyeti göndereceğiz. Sonrasında da İyi parti iktidarında çay üreticisinin yüzünü güldüreceğiz.”

Akşener’den Erdoğan’a tarım politikası soruları

“İktidara sormak istiyorum; dahilde işleme rejimi kapsamında ihtiyacınız olan 8.5 milyon ton buğdayı nasıl bulacaksınız? İç piyasada ihtiyaç olan 23-24 milyon ton buğdayı, 7.5 ton arpayı nasıl bulacaksınız? Geçen yıl ithal ettiğiniz 500 ton kırmızı mercimeği nasıl bulacaksınız? Deposu silosu olan büyük alıcılara buğdayla arpayı sezon sonunda şuandaki piyasa fiyatlarından aşağıda vermeyi garanti ederken çayda anlattığımız alım meselesinin aynısı ürününü satıp hemen paraya çevirmek zorunda olan çiftçinin yüzüne nasıl bakacaksınız? Bir torba yemin fiyatının 200 liraya çıkması muhtemelken Et ev süt üreticisi için ne yapmayı düşünüyorsunuz. Son sorun Erdoğan’a; Eğer bir yıl sonunda bir somun ekmek 4 lira olursa milletimizin yüzüne nasıl bakacaksın, suçu o zaman kime atacaksın? Buradan Tarım Bakanı ve beş maaşlı danışmanlara sesleniyorum maden beceremiyorsunuz o zaman bizim dediklerimizi uygulayın telif ücreti de istemiyoruz. “

Erdoğan’a: Çalışma arkadaşlarına bir an önce çekidüzen ver

“Son haftalarda yaşananları ibretle takip ediyoruz. Biz meseleye hem içeride hem dışarıdaki itibarı açısından bakıyoruz. Yaşanan çirkinlikleri görmezden gelemeyiz. Geçen hafta Erdoğan’ı uyardım bağımsız bir yargı süreci derhal işletilsin dedim. O ne yaptı? Küçük ortağına uydu, gitti kefalet koydu. Toplum vicdanını rahatlatmak yerine kendisini tartışmaların odağı yaptı. Bu işler bir kişinin ortaya çıkıp kefalet koymasıyla olmaz. Devlet böyle yönetilmez. Bu işler şeffaf ve adil bir biçimde yürütülen yargı süreçleriyle olur. Suçu olan cezasını çeker suçsuz olan da aklanır işinin başına döner. Seni bir kez daha devlet ciddiyetiyle ve makamının sorumluluğuyla hareket etmeye davet ediyorum. Çalışma arkadaşlarına bir an önce çekidüzen ver. İçişleri Bakanlığı’nın Adalet Bakanlığı ile Emniyet Genel Müdür Yardımcısı’nın da İçişleri Bakanıyla medya üzerinden atışması devlet geleneğimize yakışmaz. Siz tek parti iktidarısınız. Ötesinde tek adam rejiminin hakim olduğu bir dönemdeyiz. Bizzat şahsınızın atadığı bakanlar, bürokratlar, şahsınızın devleti haline getirmiş bir devlet ve bunu yönetenler nasıl oluyor ki medya üzerinden birbirine çemkiriyor, atar gider yapıyor? Hani her şeyin düzgün hızlı olması için partili Cumhurbaşkanı sistemine geçmiştik. Bizahati kendi atadığın arkadaşlarına sözünü geçiremiyor musun kardeşim! Böyle bir ciddiyetsizlik olabilir mi?

“Bu iki bakan nasıl oluyor da bakanlar kurulunda birbiriyle konuşmuyor?”

Bu iki bakan nasıl oluyor da bakanlar kurulunda birbiriyle konuşmuyor? Bu önemli mevkilerde olanların dedikodu usulü iş yapması başında bulundukları, o bakanlıkların, Adalet Bakanlığı’nın hakimi savcısı, İçişleri Bakanlığının kolluk güçleri, valiler, emniyet müdürler, aynı ilde savcısı, valisi, eşgüdüm içinde birbiriyle çalışmak zorundadır. Bu nasıl bir devlet yönetme anlayışıdır! Bu işin laçkalığının bir an önce önüne geçin.

“Sayın Erdoğan samimiyetle söylüyorum, durum tahmininizden vahim, vahim, vahim”

Sayın Erdoğan samimiyetle söylüyorum, durum tahmininizden vahim, vahim, vahim. İçişleri Bakanı’nın kenara çekilmesinde faya vardır. Delilleri toplayacak kolluk gücünün rahatlatılması yargının siyasi baskı hissetmeden görevini yerine getirebilmesi için adalet mekanizmasının gölgesiz işletilmesi için bu şarttır. Benim Süleyman Soylu ile ilgili alerjik bir durumum söz konusu değildir. Kendisi benim babamın oğlu değil . Onlar her bir ilişkiyi aile ilişkisi haline getirmişler ama devlet aile ilişkisi biçiminde yönetilmez. “

Kaynak: T24.com.tr

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

rk
rk