Abdullah Ayan

Abdullah Ayan

23 Aralık 2023 Cumartesi

1924 TBMM’si ve Mersin Liman müzakereleri -9-

1924 TBMM’si ve Mersin Liman müzakereleri -9-
0

BEĞENDİM

ABONE OL

(Maliye Encümeni’nin günümüze yansıyan kaygıları)

1920’ lerde kurtuluş savaşının ardından yeni Türkiye kurulurken yabancı bir şirket eliyle Mersin’ e liman yapılması ve aynı şirketçe işletilmesi hususunda dönemin hükümetinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ ne sevk ettiği kanun tasarısı ve ekindeki sözleşme temelli görüşme tutanakları günümüzdeki liman odaklı tartışmaları yakından izleyenlere tek kelimeyle Dejavu dedirtecek cinsten…

Özellikle o günkü Meclis görüşmeleriyle ortaya çıkan Maliye Encümen raporu ve raporda altı çizilen Mersin’ in jeostratejik ve jeopolitik konumunun önemi…

Buna karşın limanı yapıp işletmesini üstlenecek şirketin kısa yoldan para kazanma, ülkenin gelecekte büyüyecek ekonomi ve dış ticaret hacmi de göz önüne alınarak doğacak ihtiyaçlara cevap verecek kapasitede bir liman yerine üstlenicinin koyduğu parayı kısa zamanda alacağı bir başka ifadeyle köşe dönmeci mantığa karşı çıkan rapor aslında bugün Konteyner Terminal liman projesini tıkayan, mevcut limanı genişletme iddiasıyla Mersin’ in güzelim siluetine kast eden kiracıyı çağrıştırmakla kalmıyor, eski bir filmin yeni versiyonunu çağrıştırıyor…

TBMM’ nin 14 Nisan 1924 günü tartıştığı Mersin liman projesi ile ilgili kaygıların bir bölümüne şu tarihi notu düşüyordu Muvazenei Maliye Encümeni:

“Bir liman behemahal kâfi derecede geniş bulunmalıdır.

Bilhassa imtiyaza verilen limanlarda bu şarta fevkalâde ihtiyaç vardır. Çünkü sahibi imtiyaz limandan imtiyaz müddeti zarfında istifade edeceğini ve bilhassa muayyen bir müddet sonra iştira edebileceğini düşünerek yakın bir atinin zarurî ihtiyacını nazarı dikkate alır, yalnız istihsal edeceği menfaati düşünür ve memleketin atii iktisadîsi için fedakârlık ihtiyar etmez.

Gerek iştira ile, gerekse müddeti imtiyazın hitamıyla (sona ermesiyle) limanın devlete intikalinden sonra külliyetli masraflarla ameliyatı cedideye lüzum hâsıl olur. İhtiyacın tetkikiyle buna nazaran liman için icap eden vüsatin (genişliğin) temini vazifesi hükümete aittir. Hâlbuki bu limanın dokuz sene sonra vücuda getirilecek ameliyatı mütemmimesinden (limanın tüm eklentileriyle tamamlanması) sonra bile meydana gelecek vüsati gayrı kâfidir. (tasarlanan limanın genişlik olarak yetersiz kalacağına dikkat çekiliyor)

**

İmtiyazın mubayaasından sonra ahar bir şirkete ihale takdirinde sahibi imtiyazın şeraiti mütesaviye ile hakkı rüçhanı haiz olmasına mukavelenamenin on dokuzuncu maddesiyle kabul edilmesi hükümeti takyit edeceği cihetle muvafık görülmemiştir. (yapımı üstlenen şirketin işletme süresi dolduktan sonra limanın işletilmesinin satışa çıkarılması halinde önceliğin aynı şirkete verilmesiyle ilgili düzenleme hükümeti bağlayacağı için uygun bulunmamıştır.)

(Gerçekten de 19. Madde işletme süresinin dolması ardından limanın hükümetçe yeniden işletme amaçlı satışa çıkarılması halinde inşa eden Gronblad şirketine öncelik anlamına gelen rüçhan hakkı tanıyordu. Bugün mevcut kiracının işletme süresinin biteceği 2043 yerine 2056 yılına kadar ihalesiz uzatıldığı düşünüldüğünde o gün eleştirilen ‘ayrıcalık’ günümüze göre çok ta masum kalıyor)

Ve devam ediyordu Maliye Encümeninin mütalaası:

“ (…) Mersin limanı muhtelif ana hatların noktai telâkisi olup, Samsun, Haydarpaşa, İzmir liI manian havzai iktisadiyelerine dahil bulunmayan I Türkiye aksamının yegâne limanıdır.

Bu suretle de fevkalâde büyük bir ehemmiyeti ticariyeyi haizdir, işte bu evsaf ve ehemmiyetten dolayı meseleyi Maliye ve Nafıa vekilleri huzuru ile I müzakere eden Encümenimiz, mezkûr limanın Devletçe esaslı tesisat ve imalâtla mahfuz bir hale getirilmesi hususunu mübrem ve müstacel umurdan addetmiştir.

Diğer cihetten İngiltere müstesna olmak üzere hemen bütün memleketlerdeki limanların, havuz ve rıhtımların tesisi, ıslahı ve hüsnü muhafazası ile Devletin mükellefiyeti esası kabul edilmiştir.”

Encümen dünyanın öne çıkan limanlarının yapım ve işletilmesiyle ilgili örnekler vererek TBMM’ nin Mersin limanıyla ilgili yapacağı düzenlemelere ışık tutarken şu görüşlere yer veriyordu:

Fransa’da limanlar methaller (girişler), havuz ve rıhtımların tesis ve ıslahı ve hüsnü muhafaza (sağlıklı, güzel koruma) Devlet tarafından vazaifinden (görev) addolunmaktadır. Burada alelumum büyük limanlar masarifi inşaiyesini Hükümet deruhde etmiştir. Ezcümle Havır (le Havre) Limanı için 183 milyon, Dunkerk (dunkerque) için 128 milyon, Bordo için 90 milyon Frank, Nant (Nantes) için 65 milyon, Marsilya için 120 milyon Frank sarf edilmiştir. Son senelerde bu limanların tevsiatı (büyütme, genişletme) için ayrıca paralar tahsis olunmuştur. Hulâsa Fransa limanlar için takriben bir buçuk milyar masraf ihtiyar etmiştir.

Almanya’da limanlar Almanya’yı teşkil eden muhtelif devletler tarafından idare edilmektedir.

Felemenk ve Belçika’da limanları belediyeler idare ederler, İtalya’da ve diğer Avrupa memalikinde de (İngiltere hariç) limanları devlet idare etmektedir.

Amerika Cemahiri Müttehisinde (ABD) seyrüseferi bahrî menfaatine olan bazı hususat ezcümle limanların mahfuziyeti için icabeden dalgakıranların inşası vazaifi  devletten maduttur (limanları koruyan dalgakıranların yapımı devletin görevleri arasında). Cemahiri Müttehideyi teşkil eden hükümetlerin birçoklarında Sanfransisko, Newyork, Yeniorlean (New Orleans) limanları devlet veya belediye idaresindedir.

Yalnız İngiltere’de devlet ikinci derecedeki limanları üzerine almış ve diğerleri ekseriyetle idarei mahalliyeler tarafından bazen de hususî teşebbüsatla, anonim şirketler, şimendifer kumpanyaları tarafından inşa olunmuş ve işletilmekte bulunmuştur.”

Muvazenei Maliye Encümeni’ nin TBMM’ ye sunduğu raporunda yer alan görüş ve önerileri, lojistik anlamda Mersin’ e atfedilen konumu ele almayı sürdüreceğim…

Abdullah Ayan