23 Aralık 2023 Cumartesi
Geçmiş zaman yazıları; Ocak 2005 arşivimden… (Liman İçin Düğün Değil, Düşünme Zamanıdır...)
Diyalektik Nedir ? Diyalektik Materyalizm Nedir ?
YALIN ÜRETİM, SÜREÇ İYİLEŞTİRMELERİ SAĞLAYARAK VERİMLİLİĞİ ARTTIRIR
Allah Gültak’a Yardım Etsin…
İyiyiz herhalde..!
2021 Ocak ayında Başkanlık koltuğuna oturan Biden’ in önünde duran en ciddi sorunun koronavirüs salgınıyla mücadele, Trump’ ın ciddiye almadığı aşılamanın hızlı biçimde yaygınlaştırılması olduğu tartışılmaz..
Bu konuda kısa zamanda epeyi yol alındı. Yeterince aşı tedarik edildi, nüfusun neredeyse yarısı kapsamlı kampanya ile aşılandı, kısaca hayatın normale dönmesi için sağlık alanında yapılması gerekenler yerine getirildi.
Ancak masasında bekleyen bir başka dosya yeni Başkanı hayli zorluyor..
Çip tedarikinde çekilen sıkıntı ve bunun otomotiv gibi ülkenin sadece istihdam değil, stratejik anlamda da en önemli sektörlerinden birini durma noktasına getirmesi..
Ford, eski adıyla Fiat Chrysler yerini alan Stellantis, General Motors, Toyota ve Honda gibi ABD’ nin önemli markalarının kimisi üretime ara verdi, kimisi de yavaşlattı..
Biden iki parmağı arasına aldığı santimden küçük yarı iletken parçayı gösterip, devasa endüstrinin nasıl büyük bir açmazda olduğunu anlattığı basın toplantısında, ülkenin çip tedarikindeki dışa bağımlılığını sona erdirmek için elinden geleni yapacağını kararlı bir sesle ifade ederken etrafındaki danışmanlar da dahil uzmanlar bu işin öyle sanıldığı gibi kolay olmayacağını söylüyor..
Evet 300-500 milyon doz aşı bulunup hemen insanlara ulaştırıldı ancak çip konusunda kesenin ağzını açsanız da bu zamanında ve yeterli miktarda tedarik için yeterli değil..
Son 30 yılda her angarya gördüğü ucuz emek gücüne dayalı tüm üretimi Uzakdoğu’ ya yaptırıp, işin kaymağını yemeye alışan ABD’ nin bağımlılığı öylesi boyutlara ulaştı ki, ortaya çıkan paradigmayı tersine çevirmek hem çok zor hem de zaman isteyen bir süreç..
Örneğin yeni baştan bir çip tesisi kurmak için 50 milyar dolarlık bir bütçeyi gözden çıkarmak gerekiyor.
Biden yönetiminin alt yapıyı güçlendirme planı çerçevesinde Kongreden geçirmeye hazırlandığı trilyonluk son pakette çip üretimini teşvik için 100 milyar dolarlık kaynak yer alıyor..
50 milyar dolarla yeni tesis ve mevcut yerel üreticilerin kapasitelerini arttırma, üretimlerini teşvik için ayrıca 50 milyar dolarlık ilave kaynak…
Ancak kapasite arttırılması açığı kapatmaya yetmiyor..
Yeni tesisin üretime geçmesine gelince..
Bu da hayli zorlu bir süreç..
Bugün düğmeye basılsa en iyimser tahminle 2023′ te ürün elde edilebilecek..
Bir zamanlar çip gereksiniminin önemli bir bölümünü kendi üreten ABD ipleri Uzakdoğu’ ya öylesine kaptırmış ki, Asya artık üretimin %80′ ine sahip..
Biden yönetimi Mayıs başında en son çareyi masaya yatırdı..
1950′ lerde Kore savaşıyla hayata geçirilen Ulusal Güvenlik Yasasını çip alanında uygulama gibi çılgınlık olarak nitelendirilecek bir düzenlemenin tartışıldığı haberi Beyaz Saray’ dan bazı isimlerce medyaya sızdırıldı..
Ne mi yapacak Başkan ve ekibi?
Bilgisayar ve cep telefonları başta olmak üzere çeşitli sektörlerin kullandığı çiplerin otomotiv sektörüne tahsisine yönelik bir kararname yayınlanması üzerinde ciddi ciddi duruluyor..
ABD gibi hür teşebbüsün mabedi sayılan herkesin dilediği ürünü dilediği miktarda üretip sattığı bir ülkede olacak şey değil ama bıçak öylesine kemiğe dayanmış durumda..
Ulusal güvenlik ve çip dediğimiz küçücük bir yarı iletken parçasının ne ilgisi olabilir diye düşünebilirsiniz..
Otomotiv üretimi gerçekten çipe böylesine bağımlı diye soranlar da çıkabilir..
İşin ulusal güvenlik boyutu otomotiv endüstrisinin sadece otomobil değil, savunma alanında akla hayale gelmeyecek kadar çok farklı araç üretiyor olması..
ABD yönetimi savunma sanayi kisvesi altında otomotivi de girdiği dar boğazdan kurtarmak istiyor.
Çip ile otomotiv ilişkisine gelince..
Otomotiv son yıllarda teknolojik anlamda büyük aşamalar kaydederken, özellikle çip kullanımı üretimin vazgeçilmez parçalarından biri..
Mikro küçüklük ve ağırlıktaki bir çipin eksikliği tüm üretimi etkiliyor, yokluğu çarkların durmasına yol açmakta..
Düne kadar otomotivle en küçük bağı olmayan çiplerle hayat bulan ve araçlarda yer alan ekranlardan araç içi sistemlere kadar her şeyi içeren otomotiv elektroniğinin, 2030’e kadar bir otomobilin üretim maliyetinin yüzde 45’ini oluşturacağı, hızlanan elektrikli araçlarla oranın daha da yukarılara çıkmasının hiç te şaşırtıcı olmayacağı gerçeğiyle karşı karşıyayız..
Bugün artık tüm otomobillerde ortalama 20 çip kullanılıyor. Bazı üst segment arabalarda ise bu sayı iki katına kadar çıkıyor.
Hava yastığı, ABS, ESP, park kamerası, park sensörü, park yardımcısı, elektronik park freni, dört çeker sistem, motor, kapı, ışıklandırma, müzik sistemi, bilgi-eğlence ekranı, mikrofon gibi sistemleri çipler yönetiyor.
Ve o küçücük çipleri bulamayan otomotiv sektörünün dünyayı titreten devleri bir biri peşi fabrikaları kapatıp, binlerce çalışanı izne çıkarıyor..
Ulusal Güvenlik yasasını zorlayıp diğer sektörlere gidecek çiplere el koymak ve otomotiv sektörüne aktarmak..
Konu hukukun iyi kötü işlediği ABD’ de elbette başta yargı olmak üzere her alanda tartışılacak ama göz ardı edilmemesi gereken husus şu; çipler hayatımızın her alanına öylesine nüfuz etti ki, diz üstü bilgisayar, oyun konsülü gibi gereçlerin üretimini geçici süreyle yavaşlatsak bile sektör tercihlerini iktidarlara bırakılması pek çok sorunu içinde barındırıyor..
Örneğin tıbbi cihazlar, çiple çalışan kalp pilleri gibi yaşamsal anlamda tartışılmaz önceliğe sahip ürünlerin üretimi ne olacak?
Gün geçmiyor ki dünyanın en saygın gazetelerinde çip konusunda bir makale yer almasın..
Sorun ister istemez küresel tedarik ağlarının ulaştığı boyutlara ve sınır tanımaz ağların karmaşıklığıyla da ilintili..
Ama bir başka yanıyla da bilişim çağına ayak uydurmaya çalışan ülkelerin ortaya çıkan çıkacak olan sorunları yönetmekteki güçlükleri..
Sanayi çağında ülke yönetimleri diledikleri anda gerek gördükleri her tesisin, işletmenin kapısına kilit vurabiliyordu..
Bugün ele avuca sığmaz ışık hızında hareket yeteneğine sahip küresel şirketleri ülkelerin kontrol etmesi mümkün mü?
Volkswagen’ i münhasıran Almanya’ da Ford’ u ABD’ de üretim yaparken denetleme hatta gerekirse kapatma yetkisine sahip ülke yönetimleriyle bugün aynı iki tesisin dünyanın dört bucağına yayılmış fabrikalarını, o fabrikalara çeşitli parçalar üreten on binlerce alt tedarikçiyle klasik anlamda devletlerin başa çıkması mümkün mü?
Bugünü ve geleceği etkileyecek önemli konuyu farklı boyutlarıyla fırsat buldukça ele almayı sürdüreceğim..