Ali Erdinç

Ali Erdinç

21 Nisan 2022 Perşembe

Allah Gültak’a Yardım Etsin…

Allah Gültak’a Yardım Etsin…
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Çaresiz insan çırpındıkça daha da batar misali…

Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Gültak, her hareketiyle dikkat çekiyor.

Verdiği demeçler, canlı yayınları, spontane konuşmaları, stratejisi, mimikleri ve isyanı hep gündem oluyor.

Önce Metroya karşı çıkıyor, sonra Metroya karşı çıkmak aptallıktır diyor.

Elinde sopasıyla yerel TV’leri arkasında dolaştırarak, kendince Büyükşehir Belediyesini canlı yayında eleştirmeye çalışıyor. Kendisine ait bölgelerde yasadışı yollarla dökülen molozları yine Büyükşehir temizliyor.

Çay mahallesinde vatandaşlara yolların bozuk olduğunu, Büyükşehir’in görevini yapmadığını basın açıklamalarıyla anlatmaya çalışıyor. Büyükşehir ise, Çay Mahallesinde tarihinde hiç görmediği yol ve kaldırım çalışmalarıyla, vatandaşların gönlünde taht kuruyor.

Akdeniz’de her hangi bir hizmet üretilmeyince ve kendi meclisinden eleştiriler yükselince, hemen terör, geçmişteki uygulamalar, milliyetçilik, Vatan-Millet edebiyatıyla gündem değiştirilmeye çalışılıyor.

Kendi meclisinden istediği borçlanma geçmeyince, billboardlara “ O kaldırım örülecek, o asfalt dökülecek“ diye isyan eden aynı Gültak, Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in, Kocamaz dönemindeki yüksek faizli kredileri ve esnafın alacağını kapatmak için istediği borçlanmaya hayır diyerek, empati yapmayı beceremiyor.

Yine TOKİ’nin Barış mahallesinde gerçekleştirdiği kentsel dönüşüm projesinde ihaleyi alan Akdeniz Belediyesi, usulsüz olarak moloz dökmesine karşı çıkan Büyükşehir Belediyesini suçlamış, ancak, izin almadan ve yasal olmayan yollarla hafriyatı başka alana dökme kusurunu işlediğini saklamaya çalışmıştı.

Aynı oturumda, meclisin ahengini bozucu tavırlarıyla kural dinlemeyen “sözde gazeteci” leri koruma görevini üstlenerek, mecliste gergin havanın oluşmasına vesile olmuştu.

Anlaşılır gibi değil. Neden bunları yapıyor da işine gücüne bakmıyor diye kendimize de bazen soruyoruz. İktidar partisinin Akdeniz’deki belediyesi olarak çok şey bekliyorduk. Akdeniz bu dönem çağ atlayacak diyorduk.

Ama yanılmışız!

Gültak bizi hayal kırıklığına uğrattı.

Başarılı bir belediye başkanı bu tür işlerle uğraşmaz. İşini yapar. Yaptığı işlerin tanıtımını, önemini, gururunu anlatır. Mahalleye gittiği zaman vatandaşlar tarafından sevgiyle karşılanır.

Başkan Seçer her ne kadar da mecliste ahengi bozan sataşmalara, yanlışlara, gereksiz polemiklere yerinde cevap veriyorsa, meclis dışında hiçbir şekilde kimseyle tartışmıyor, eleştirmiyor. Sadece işini yapıyor. Halkın memnuniyetinin bu derece üst seviyelerde olmasının nedeni de bu olsa gerek.

Üretmeyen, sevgi biriktirmeyen kim olursa olsun başarılı olamaz. Başarılı olamayınca da sağa sola sataşmaya başlar. Açığını bu yöntemle kapatmaya çalışır.

Ama vatandaş artık bu tür geçmişte kalan argümanları yemiyor. İnandırıcı olmayan her girişimi ret ediyor.

Gültak, tekrar aday olmak istiyorsa, beklemediği bir anda kazandığı başkanlığın elinden uçup gitmesini istemiyorsa; daha itidalli, daha mantıklı, daha üretken bir strateji geliştirmelidir.

Billboardlarda hala kaldırım bile yapamamanın ezikliği altında olan Sayın Gültak’ a Allah yardımcı olsun…

Ali ERDİNÇ

Yazarın diğer yazıları:

Devamını Oku

Haberci Gazetesi Olayı

Haberci Gazetesi Olayı
1

BEĞENDİM

ABONE OL

CHP Gençlik Kolları’ndan bir grup gencin Haberci Gazetesi’ni protesto etmek maksatlı eylemi oldukça ses getirdi. Ulusal çapta yayın yapan televizyonlara haber konusu oldu. Mersin’in bildik yerel gazetecileri olaya basın özgürlüğü penceresinden bakarak değerlendirmeler yaptılar.

Görüntüler televizyon ekranına yansıdığı zaman gazete yetkilisinin ve gazete çalışanının yüzündeki boya izleri en dramatik tabloydu. İnsanın aklına hemen protesto etmek ne kadar demokratik bir haksa, böyle bir saldırı en yumuşak ifadeyle barbarlıktır. Kabul edilemez…

Gençleri protesto eylemine yönelten konuyu irdelemeden önce belirtilmesi gereken önemli bir konu var: CHP’li gençler polis ifadelerinde boyayı atanlardan şikayetçi olmuşlar. Kendilerinin asla böyle bir eyleme başvurmadıklarını, o eylemi gerçekleştirenlerin arkadaşları olmadıklarını bizzat polis kayıtlarına geçirmişlerdir. Esas amaçlarının slogan atarak oturma eylemi yapmak olduğunu ,böyle bir provokasyon olunca da bölgeyi terk ettiklerini ifade etmişler.

Esas konuya gelince;

Basın özgürlüğü demek, bir kişiyi ya da kurumu hedef alarak gerçek olmayan, tek taraflı bilgiye dayalı iftira atmak mıdır? Üstelik de bunu, bir konu ya da olaya mahsus değil, düzenli planlı bilerek hedef alarak yapmak, ne basın özgürlüğüne ne de dürüst gazetecilikle tasnif edilemez.

İşin bir başka boyutu var;

Haberci Gazetesi geçmişte hepimizin bildiği, tanıdığı, hayatını yerel basına ve matbaa işlerine adamış arkadaşlar tarafından yayınlanırdı. Saygın, objektif habercilik yapan bir niteliği vardı. Şimdiki sahibi şehir dışından birisi, farklı beklentileri olan provokatif yaklaşımlarla bir şeyler elde etmeye çalışmaktadır. Kapalı kapılar arkasında kimlerle ne pazarlıklar yapıldığını bilmediğimiz sanılmasın.

Gençler durup dururken protesto etmek için gitmediler. Aslında amaç oturarak protesto yapmaktı. İşin içine provokasyon karışınca işin rengi değişti. Ortada hiç fiziki saldırı yok. Olayı abartıp gençleri suçlamasın. Olaylara farklı pencereden bakmak gerekir. 

Son cümle : Basın özgürlüğü diye kimse yalan yanlış iftira boyutlu, aşağılayıcı haber yapma hakkına sahip değildir. Özellikle bunu devamlı yaparak sürekli bir hale getirme anlayışından vazgeçmelidir.

Ali ERDİNÇ


Devamını Oku