07 Haziran 2022 Salı
Geçmiş zaman yazıları; Ocak 2005 arşivimden… (Liman İçin Düğün Değil, Düşünme Zamanıdır...)
Diyalektik Nedir ? Diyalektik Materyalizm Nedir ?
YALIN ÜRETİM, SÜREÇ İYİLEŞTİRMELERİ SAĞLAYARAK VERİMLİLİĞİ ARTTIRIR
Allah Gültak’a Yardım Etsin…
İyiyiz herhalde..!
–
Eski kasetlerimle zaman geçirdim biraz. Kasetçalarımı da hala saklıyorum gençliğimin hatırasına.
Biraz dinleyeyim istedim.Neredeyse en sevilenlerin “best “leri var koleksiyonda.
İlk sırada Bülent Ersoy:
“Doğum Günüm Bana Geldiğin Gündür” diyor.
Kaset aynı, şarkılar aynı ama o ben, o ben yok ki ortada.Ya da ulaşılamıyor duygularına.
Bir zamanlar bu şarkıları dinlediğim dekoru da, ruhu da kaybettiğimi fark ettim. Eskiye özlem diye bir şey yok galiba.
Kendine özlem bu. O ruha, o duyguya, o sabıra, o sevgiye…
Aşkı doğum günü olan var mı?
Var mıydı gerçekten?
Var olacak mı?
İçimizde bir kumru hala o baharı bekliyor
Ah güzel kumru, hasreti tattırma artık bize ne olur?
Eskici dükkanı değil ki kalbimiz, içeri giren ömür boyu oturamıyor kırık bir sandalyede.
Herkes kendine yolcu.
Dükkan sahibi dükkanının kapısını açık bırakmış, yenilerin peşinde koşuyor.
Sobayı özlüyorsun, odun taşıyacak, ateş yakacak gücün kalmamış. Üstelik azıcık soğukta titriyorsun, üşüyorsun.
Hızarcı mahalleye gelse , sesinden rahatsız oluyorsun.
Bir çocuk camını kırsa mahkemeye veriyorsun,zili çalıp su istese kapını açmıyorsun.
Taşlı, patika yollarda yürüyemiyor, ağaçlara tırmanamıyorsun.
Yüzmek için ırmaklar yetmiyor artık, havuzlar istiyorsun.
Yağmurun çisesi, yolun tozu, arabanın çamuru rahatsız ediyor seni.
Zeytin, peynir, ekmek sofralarda doymuyorsun.
Arabesk dinleyenleri küçümsüyor, Müslüm şarkılarıyla lüks mekanlarda kadeh kaldırıyorsun. Müziği duyuyorsun ama duyguyu bilmiyorsun.
Bir aşk uğruna ölmeyi de, yaşamayı da beceremiyorsun. “Sevgilinin ayakkabısı kirlenmesin diye tozlu yollara su serpmenin” mecazından haberin bile yok.
Sonra kiminle sohbete girsen”Ahh neydi o eski günler”deyip edebiyat parçalıyorsun.
Şiiri olmayan bir şair oluyorsun.
Eskiye tahammülü olmayan eskiciyi övüyorsun.
Ben bütün eskileri verip huzursuz bir konfor aldım yeniden.
Sahi siz ne verip ne aldınız eskiciden?
Markalı mandallarınız sıkı tutuyor mu bari paranın güneşine astığınız rengi solmuş mutluluklarınızı?
Gönül Aksoy Altun
Yazarımızın diğer yazıları;