İhsan Toksöz

İhsan Toksöz

21 Temmuz 2023 Cuma

Mersin’in Sesleri – XVI. Bölüm – Mersin Ses Veriyor – XII – OLYMPOSLU TANRILAR -II-

Mersin’in Sesleri – XVI. Bölüm – Mersin Ses Veriyor – XII –  OLYMPOSLU TANRILAR -II-
0

BEĞENDİM

ABONE OL

ÇAPKIN (!) ZEUS

Zeus çok “çapkın” bir tanrı olarak tanımlanmaktadır. Hera ile birlikteliğinden olanaltı çocuğundan başka, diğer tanrıçalardan ve ölümlülerle olan ilişkilerinden birçok tanrının, tanrıçanın ve yarı tanrının da babası olmuştur.

Onun için insan ya da tanrıça fark etmez. Ölümlü, ölümsüz her kadının peşinden koşar. Kılık, şekil değiştirerek zorla yataklarına girer, kaba kuvvet uygular, tecavüz bile eder.

Zeus istediği her şeyin şekline girebilir. Leda için kuğu, Antiope için Satyr, Hera için guguk kuşu, Demeter için geyik, Persephone için yılan, Europa için boğa gibi hayvan kimliklerine; İo için bulut, Aegina için ateş, Danae için altın yağmuru şekline girmiştir. Alkemene için kocasının kılığına, Mnemosyne için yakışıklı bir çobana, Kallisto için bakire tanrıça Artemis’in kimliğine bürünmüştür.

Ancak Zeus’un bir “çapkın” olarak tanımlanması biraz su götürür.

Burada – yaradılış mitosunda da gördüğümüz gibi – başlangıçta tanrı ve tanrıçaların birbirleriyle birlikteliklerini ölümsüzler türünün devamı için gerekli (!) bir olgu olarak değerlendirmek gerekir. Diğer tüm tanrılar gibi, Zeus’un kız kardeşleri Hera ve Demeter ve kızı Persephone ile olan birlikteliklerine de bu gözle bakmak gerekecektir! Ancak Zeus’un cinsel dürtülerinin ölümlü insan soyuna kadar uzanmasına da bir mim koymak şarttır.  

O yüzden Zeus için; baş tanrı olmanın gücü ile tüm cinsel isteklerini – çoğu zaman zorla – tatmin etmenin yollarını bulmuş, gücünü şahsi menfaatleri için kullanan zorba-maço bir tanrıdır (!) demek yanlış olmayacaktır.

===

İRONİ!

Günümüzde de değişen bir şey yoktur. İnsanlar arasında da böylesi güç sahibi (!) olan, binyıllardır bu güçlerini kadınları elde etmek için fırsata çeviren – devlet başkanlarının da aralarında bulunduğu – birçok yöneticinin var olduğunu biliyoruz. Bunun çeşitli ülkelerden hemen akla gelebilen birçok örneğini okurlarımız anımsayacaklardır.

Yunan mitolojisindeki örneklerden yola çıkarak bu hasletin (!) insanlara tanrılardan miras kaldığını söyleyebiliriz! Ya da – hadi biraz ironi yapalım – insanlara özdeş duygularla mücehhez (donanmış) tanrıların bu huyu – kendi yarattıkları insanlardan (!) aldıklarını varsayabiliriz.  

İşte meraklısına harika iki örnekleme / rol model.

Tanrısal ya da gayetle insanî (!) bir durum.

Her halükârda güç tutkunu, obsessif kompulsif cinsel dürtü bozukluğu olan erkeklerin koltuklarını kabartacak iki yorum!

Tabii burada yaradılıştan beri hep ikinci plânda kalan, kalmak zorunda bırakılmış, erkeğin gölgesinde yaşayan, günümüzde halâ eşitlik için mücadele eden kadınların makus talihinin nerede başladığını da sorgulamamız gerekiyor. Buraya kadar olan okuduklarımızdan ben şu neticeyi çıkardım:

Khaos’ta var olan İlk Tanrıların (5 Primogenia) arasında yer alan Toprak Tanrıçası – Ana Tanrıça Gaia, kadınların ikinci plânda kalmasının arkasındaki baş suçludur!

AH GAİA AH! NE YAPTIN SEN?

Hatırlayalım:

Gaia, her yönden kendisini sararak, ölümsüz varlıklara bir barınak sağlaması için “eşi olmadan”  Uranos’u (Gökyüzü Baba) yarattı. Aynı zamanda Ourea (Dağlar) ile Pontos’u (Deniz) doğurdu.

İşte bu Uranos, Gaia ile birleşti. Elli Başlı / Yüz kollu üç Dev (Hekatonheirler) ile Tek Gözlü üçüz Kykloplar çiftin ilk çocuklarıydı. Uranos onların güçlerinden korkarak hepsini, tüm karşı koymalarına rağmen, Gaia’nın bağrına, Tartaros’a fırlattı.

Gaia çaresiz kaldı. Uranos’u oluştururken kişilik-kimlik vasıflarını yaratmada biraz bonkör davranmıştı. Erkek soyunun güç tutkusunu öngörememişti!

Süreç içinde Uranos ipleri tamamen ele aldı.  

Ah Gaia ah! Sen ki yarattın Uranos’u eşin olmadan.

Korusaydın ya düzeni, ipleri onun eline vermeden!

Peki, sonra ne oldu? İlk mutsuzluğunu yaşayan Gaia intikam ateşleriyle yanmaya başladı. Çiftin altısı erkek altısı kız 12 çocuğu daha oldu: 12 Titan… 

Gaia tüm Titan çocuklarına Tartaros’taki ağabeylerini kurtarmaları için yalvardı. Korkudan hiçbiri yanaşmadı.  Biri hariç; En küçük oğlu Kronos annesine yardım etmeye karar verdi.

Gaia bir plân yaptı. Çakmak taşından bir orak yaparak Kronos’a verdi. Ne yapması gerektiğini tembihledi. Bir gece kocası Uranos ile birlikte felekten bir gece çalarlarken, Kronos ortaya çıkarak babası Uranos’un testislerini biçti. Onu hadım etti. Darbe (!) başarılıydı. Uranos’un iktidarı (!) böylece son buldu.

Gaia intikamını almıştı!

TARİH TEKERRÜR EDİYOR

Ancak düzenbaz Kronos da Hekatonheirleri ve Kyklopları, Tartatos’tan çıkarmadı!

Gaia bir kez daha büyük hayal kırıklığı yaşadı.

Bu kadarla kalsa iyi; üstüne üstlük kız kardeşi Rhea ile evlenen Kronos, “doğan erkek çocuklarından birinin kendisini devireceği kehaneti üzerine” kız, erkek olduklarına bakmaksızın ilk beş çocuğunu yuttu.

Rhea ve anneanne-babaanne Gaia isyanları oynamaktaydı.

Rhea yine hamileydi. Altıncı çocuğunu Girit’te doğurup, Kronos’a çocuk yerine kundakta taş vererek yutturdu. Onu babasından saklayarak büyüttü. 

Doğan çocuk Zeus’tu.

Zeus büyüyünce, annesi Rhea ile birlikte Kronos’a, akıl, beceri ve bilgelik tanrıçası Metis’in hazırladığı bir içki vererek, onu kusturup yuttuğu kardeşleri Hestia, Poseidon, Hades, Hera, Demeter’i kurtardı.

İKTİDAR KAVGASI

Ancak Kronos, babası (Zeus’un dedesi) Uranos’tan dişli çıktı. Titanlardan bazılarını yanına alarak Zeus ve kardeşlerine karşı savaş açtı.

Savaş on yıl sürdü. Sonunda Zeus, Hekatonheirleri ve Kyklopları Tartaros’tan kurtararak onların gücüyle babası Kronos’u devirdi. Kendilerine karşı savaşan Titanları Tartaros’a attı.

Gaia (ve Rhea) ikinci kez zorbalığa karşı zafer kazanmanın mutluluğunu yaşadı.

Zeus Baş Tanrı ve Gökyüzünün Efendisi oldu. Kardeşlerinden ve çocuklarından 12 kişilik bir yönetim kabinesi kurdu.

Evreni ve dünyayı Olympos dağının doruklarından idare etmeye başladılar. Anlaşmazlıklarda, son söz daima Zeus’undu.

Can çıkar, huy çıkmaz!

Tanrılar katında Erkek Hegemonyası yoğunlaşarak sürdü ve işler Zeus’un kadınlara karşı türlü-çeşitli entrikalarla düzenler kurarak onları taciz  ve hatta texavüz etmesine kadar uzandı.

Evet, işte kadınların çilesi ve erkeklere karşı halâ sürdürdükleri eşitlik kavgasının ardındaki tanrısal hatanın özeti…

Ah Gaia ah! Ah Gaia ah!

===

ZEUS’UN KADINLARI VE ÇOCUKLARI  

METİS: Akıl, Zeka, Sağduyu, Strateji, Bilgelik ve Beceri Tanrıçası.

Titan Okeanos ile Thetis’in kızıdır. Metis,Zeus’un ilk karısı oldu. Toprak Ana Gaia’nın, Metis’ten doğacak bir erkek çocuğun kendisini devireceği kehaneti üzerine Zeus, işi garantiye almak için, hamile olan Metis’i yuttu.

Burada biraz empati (!) yapmamız gerekiyor. Hatırlayalım:

Daha önce Kronos babası Uranos’u ve de Zeus babası Kronos’u devirmişti.

Bu yüzden Gaia’nın kehanetinin gerçekleşmemesi için Zeus, Metis’i yutarak bu olasılığı tamamen sonlandırmış oluyordu.

Ancak Metis erkek değil bir kız çocuğuna hamile idi. Bir süre sonra Zeus dayanılmaz baş ağrıları ile kıvranmaya başladı. Hephaistos baltası ile Zeus’un başını yardığında mızrağı ve miğferi ile donanmış Athena, Zeus’un kafasından doğdu.

<<< Athena’nın doğuşu, Hephaistos, Zeus’un kafasını baltasıyla yarıyor. Atina siyah figür kylix, M.Ö. 6. yy. British Museum

MNEMOSYNE: Hafıza Tanrıçası.

Uranos ile Gaia’nın birleşmesinden olan 12 Titan’dan (6 erkek, 6 dişi) biridir.

Zeus Pieria Dağları’nda yakışıklı bir çoban kılığına girerek 9 gece Mnemosyne ile birlikte olur ve ilham perileri olarak bilinen 9 MüzlerMusalar dünyaya gelir:  Calliope (epik şiir), Clio (tarih), Erato (aşk şiiri), Eurterpe (müzik), Melpomene (tragedya), Polyhjmnia (ilahi), Terpsikhore (dans), Thalia (komedi), Urania (astronomi).

<<<  Mnemosyne – Dante Gabriel Rosetti (1880), Wilmington Society of Fine Arts, Delaware.

Burada yeri gelmişken biraz ek bilgi verelim:

HADES’İN NEHİRLERİ

Mnemosyne aynı zamanda yeraltı dünyası Hades’te akan bir nehrin adıdır. Ancak adı pek diğer bilinen 5 nehrin arasında geçmez. Suyundan içenlere geçmiş yaşamları hakkındaki her şeyi hatırlatır.

Hades’teki diğer 5 nehir şunlardır:

Lethe Nehri: Mnemosyne’nin zıddıdır. Suyundan içenlere geçmiş yaşamları hakkındaki her şeyi unutturur.

Styks Nehri: Okeanos ile Tethys‘in kızı olan bir Nymphe de Hades’te nehir olmuştur.  Mitolojik öykülerde genellikle üzerine ant içilen dönülemez cehennem nehri Styks. Bu nehire girenler bir bakıma yenilmez olurlar. Vücutları bir zırh gibi olur ve hiçbir şey o kişiye zarar veremez. Ama yenilmez ile ölümsüz farklıdır. Ölümsüz olan sadece tanrılardır.

Styks nehrine girenlerin vücutlarında sadece tek bir nokta savunmasız kalırdı. Örneğin Thetis, ölümlü Peleus’tan olma oğlu Akhilleus’u çocukken topuğundan tutarak Styks nehrine daldırır ama topuğu ıslanmaz. Büyülü suya değmeyen topuk Akhilleus’un tek zayıf yeri olmuştur. Truva savaşında Paris tarafından öldürülür. Günümüzde Akhilleus tendonu veya Akhilleus’un (Aşil’in) topuğu deyimi bir insanın zayıf yanını ifade etmek için kullanılır.

Kokitus Nehri: İhanet edenler ve döneklerin gittiği yerdir. Aynı zamanda Dante’nin yazdığı İlahi Komedya’da “inferno” kısmında geçen, cehennemin en dibi.

Akheron Nehri: Acı, keder, cehennem ırmağıdır. Aynı zamanda Akherus bataklığından çıkan ve İonia (Ege) denizine dökülen katranlı bir nehire de verilen addır.

Pyriphlegethon Nehri: Styks nehrine paralel uzanan Tartaros‘un derinliklerine dökülen alev alev yanan, ateşten bir ırmak.

NİMONİK = BELLEÇ NEDİR?

(İngilizce: “Mnemonic” –  okunurken baştaki “m” düşer).

Mnemonic sözcüğü Antik Yunancada mnēmoniko = hafıza kelimesinden gelmiştir. Hafıza tanrıçası Mnemosyne (“hatırlama, anı”) ile ilişkilidir. Her iki kelime de (mnēmē), “hatırlama, hafıza” kökünden gelmektedir

Nimonik, hafızaya yardımcı bir öğrenme tekniğidir. Birtakım hatırlatıcılarla bilgilerin hafızadan daha kolay çağrılması hedeflenmiştir. Özellikle uzun süreli hafızayı geliştirmede ve öğrenmeyi kolaylaştırıcı bir teknik olarak kullanılır. Bu teknik sayesinde hatırlama sürecinin etkinliği artar ve bilgiler kısa süreli (nimonik) hafızadan uzun süreli (işler)hafızaya daha kolay bir şekilde taşınır. Nimonik tekniği genellikle sözlü bilgilerin hatırlanmasında kullanılır. Örneğin bir şiirin ezberlenmesinde ya da bir listenin akılda tutulmasında kullanılabilir.

Bunun yanında nimonik görsel, işitsel ya da kinestetik olarak da kullanılabilir. Bu teknik hatırlanması zor olan şeyleri, hatırlanması kolay şeylerle ilişkilendirip daha etkin bir şekilde hafızadan geri çağırma yöntemi olarak özetlenebilir. Yapılan araştırmalarda insan zihninde rastgele dizilere göre; mekânsal, kişisel, şaşırtıcı, fiziksel, cinsel, esprili vd. bilgilerin çok daha kolay bir şekilde hatırlandığı gözlemlenmiştir.

THEMİS: Adalet ve Düzen Tanrıçası.  

Uranos ile Gaia’nın birleşmesiyle oluşan 12 Titan’dan biri ve Zeus’un Metis’ten sonraki (ikinci) eşidir. Zeus ile birlikteliğinden Klotho, Lakhesis, Atropos adında insanlara mutlu ya da mutsuz yaşama paylarını veren 3 Moirai– Moralar(kader) ve Eunomia, Dike ve Eirene adında insanların ekip biçtiklerini koruyan 3 Horai – Horalar (mevsimler) meydana gelmiştir.

Adalet Tanrıçası Themis antik çağlardan günümüze birçok sanat eserine konu olmuştur. Genelde Tanrıçanın heykellerinin – farklı uygulamaları olsa da – adaleti simgeleyen sembollerle yapıldığını görüyoruz.

Themis Heykeli. Chuo Üniversitesi. Tokyo

Genel uygulamada; Tanrıçanın sol elindeki terazi, adaletin dengeli bir şekilde dağıtıldığını; sağ elindeki kılıç, cezalar yerine getirilmezse kılıçla “zor kullanarak” yerine getirileceğini,  kılıcın iki ucunun keskin olması her iki taraf için adaletin işlerliğini gösterir.

Brudges, Belçika,

Genelde gözleri kapalıdır.Tanrıçanın gözlerinin kapalı olması tarafsızlığın simgesidir. Bazı heykellerde Themis’in elinde yasalara uygun karar verileceğini gösteren bir kitap vardır. Beyaz bir elbiseyle görülmesi saflığı, bakireliği ve bağımsızlığı ifade eder. Themis’in bir ayağının altındaki yılan toplumdaki kötülükleri ayaklarının altına almasıdır.

Kartal Adliye Sarayı

Günümüzde Themis heykellerin onlarcası dünyanın dört bir yanında, kentlerdeki adliye ve yüksek mahkeme binalarında yaygın olarak bulunur.

Tanrıçanın antik heykel replikaları, ünlü ressamlarca yapılan yağlıboya resim kopya ve reprodüksiyonları, çağdaş tasarımlarla yapılan metal bibloları, duvar kağıtları vd. avukatlık bürolarının dekorasyonunda kullanılmaktadır. Böylesi ürünlerin üretim ve satışı her yerde hediyelik eşya sektöründe önemli bir yer tutmaktadır.  Diyebiliriz ki Zeus ve Afrodit’ten sonra en ünlü Olympos tanrısı Themis’tir. 

 İzmir, İnciraltı

Zeus’un kadınlarını tanıtmaya gelecek yazımızda devam edeceğiz.

İhsan TOKSÖZ


Yazarımızın diğer yazıları: