Prof. Dr. Nurseren TOR
II. BÖLÜM
“• Kamunun kültürel altyapıyı güvence altına alabilme yetkisine sahip olması ile kamu sektörünün bu konudaki sorumluluğunu şekillendirmesi gerekmektedir. Kamu, bu nedenle bir “kültürel tasarım yetkisine”, aktif duruma ve ortak eylem gerektirdiğini biliyoruz. “ (cümlesiyle bitirmiştim I. bölümü.) Bu nedenle kamu, bir “kültürel tasarım yetkisine”,aktif duruma ve ortak eylem gerektirdiğini biliyoruz. Ayrıca böyle bir “altyapı görevi” özel kültürel taşıyıcılar, sanatçılar gibi katılımcıları görmek için mali kaynakların sağlanması gerekir. Finansman hizmetleri bu nedenle hizmet hukukunda alışılmış bir sübvansiyon testi, ancak “kamu yararına” gerçekleştirilir. Sanatın tanıtımı bu nedenle bir altyapı görevidir. Altyapının güvenliğini sağlama öylesine “herhangi bir kalitede” yapılmamalı. Ciddi bir altyapı çalışmalarıyla sürdürülmelidir.
Halihazırda tartışma ve standartların belirlenmesi konusunda çalışmalar ve etkinliklerimiz devam etmektedir. Tartışma, açıklama ve gerekirse standartların tanımı üzerine kültürel ve sanatsal etkinlikler bu fırsatı sağlayacaktır. Aksi takdirde altyapı genellikle boş kalacaktır. Altyapı “bir şekilde” de garanti edilemez, ancak sağlam bir altyapıya bağlı olmalıdır. Genel olarak açıklanacak eylem alanı Kaliteye sahip olmalı (Örneğin: Yeterli konu yelpazesine ve belirli bir yeterliliğe sahip müzik okulu, müzik grubu, sanat okulları, galeri ve müzeler, öğretmenler, küratörler vs.). Sonuçta, Sokak, Kültür ve Sanat politikasının görevi, kültürel altyapının güvenliğini sağlama konusunda fikir birliğine varmaktır.
Aşağıdaki noktaları ortaya çıkarmak için; iş dünyası ile aktif sorumluluk ortaklıkları oluşturulması zorunludur. “Toplum”, kamu görevinin yerine getirilmesi için temeldir. Kamu sektörü sonuçta yasal olduğu kadar hangi kaynakla ve finansmanla karar vereceğini kesinleştirir. Genel tasarımın koşullarını kültürel altyapı ile gerçekleştirmeli (Örneğin: Sokak kütüphaneciliğinde olduğu gibi). Mersin’de yeterli olmayan altyapı örneği, en büyük kültürel komplekslerdir.
Farklı ağlar arasındaki etkileşime bakarsak, sorumlu kişiler; devlet, belediyeler, ücretsiz taşıyıcılardır yani gönüllülerdir. Oluşturulacak sistemle; okullar, gençlik kulüpleri, kültür-sanat dernekleri, “Sokak Ekonomisi Platformu”, “Sokak Çalışma komisyonu”, okulda veya ders dışında, sokakta veya gençlik refah alanı içinde tüm tekliflerle durumu değerlendirmeye alacaktır. Sistemin oturmasında plan program yaparak uygulamaya geçireceklerdir. Son yıllarda bu anlamda kentimizde dikkat çeken değişiklikler olmuştur. Belli izinlerle yer sahiplenme durumları, bu yerlerin trafiğe kapanması Mersin için önemli değişikliklerdir. Sokak etkinliğinin, kültürel ve sanatsal eğitim için önemli uygulama alanları haline gelmeye başlamıştır. Durum neredeyse “mega konusu” eğitim politikası haline gelmiştir. Ancak çalışma sonuçları şunu açıkça ortaya koyuyor ki: Tartışmalar ve sayısız sempozyumlar, uzman konferansları artık belirgin hale gelmeye başlamıştır. Ancak çok sayıda finansman fırsatı hala eksik: Mersin’deki genel sistemin anlaşılır bir yapılanmaya gitmesi gerekir. Bu nedenle, bir Kültür Merkezi oluşturma önerisi, çok önemli bir eylem önerisi olarak değerlendirilmelidir. Kültür ve Sanat eğitimi ulusal bir görevdir. Kamu ve belediyeler arasındaki arzu edilen tüm rekabet ile en iyi sistem ve en sürdürülebilir finansman programları henüz çalışmamaktadır.
Bunun yerine deneyim alışverişi gerekli. Ayrıca tüm alanlardaki faaliyetlerin sürdürülebilir bir değerlendirmesini elde edeceği kesindir.
Kaldıraç olan Sanat
Kalite analizi ve Avrupa karşılaştırması, aynı zamanda standartlar açısından çok önemli. Bu konudaki teklifler, tek başına kurumlara, belediyelere bırakılmamalıdır. Ulusal bir görev olarak ilgili Sivil toplum örgütlerinin de faaliyete geçtiğini görmek sevindiricidir. Kültür- sanat eğitim kurumları için, özellikle kütüphaneler, müzik ve sanat okulları için yasal bir temel oluşturma önerisi de GÜNDEMDE. Örneğin Akdeniz Romanlar Derneği Federasyonu Danışman Kurulu çalışmaları gibi, bir Avrupa karşılaştırmasının arka planında açıktadır. Ancak yoğun tartışmalar tetiklendi. Umuyorum kısmen dua çarkı gibi tekrarlanan refleks, yasal düzenlemeler, bu alanda zararlı, sınırlı ve ortalıkta kırılabilir olmaz. Özellikle Avrupa deneyimleri bize, Mersin’de yapılan araştırmalar, özellikle kütüphanecilikte ve sanat okullarında yanlış uygulamalar yapıldığını ortaya çıkarmaktadır.
Bu yanlış ve eksik uygulamaların giderilmesi ve halkın ihtiyacı olan etkinliklerin yapılması ve inadına sürdürülebilir olması için SANAT, kaldıraç olarak kullanılmaya devam etmektedir. Katılımcılar kültürel ve sanatsal faaliyetlere çok ilgi göstermektedir. Böylelikle sivil katılımın da önemi sağlanmış oldu. 1998’lerin sonunda, kültür politikaları da dahil olmak üzere kapsamlı çalışmalar, “Toplum Çalışma Komisyonları” artık genel bir görüşe sahip.
Çalışma komisyonunun ardından Sivil toplum katılımı, meslek dışı kültür ve geleneklerin dahil edilmesi, yeni yasama döneminde ‘sivil katılım’ la tanındı. Sonunda kültür endüstrisi bir oldu ve böylece ilk kez kent düzeyinde de bu karmaşık ekonomik durumun önemi Mersin’deki gelişime karşılık geldi denebilir. Bundan sonra 2020’den önce sivil toplum örgütleri, uluslararası yapılan MEÜ Plastik Sanatlar Topluluğu, ABA Kadın Sanatçılar Sempozyumu, Hüseyin Gezer Heykel Sempozyumu, Akdeniz Kentleri Sanat Buluşması, Myrna Art, Uray Art, Mersin Art, Aşk Art, Nuri Abaç Resim Sempozyumu, Narenciye Festivali, Mersin 13. Akdeniz Oyunları, kültür sanat etkinlikleri, aracılığıyla ilk Kültür- Sanat Sektörü Raporu ve ilgili faaliyetler bölge düzeyinde işlenmiştir. Bu faaliyet alanındaki küresel gelişmeler ışığında devlet, kesinlikle kendisini konumlandırmak zorundadır. Aksi taktirde beklenilen niceliğe göre niteliğin düşük olması, beklenilen sonucu vermeyecektir.
Böylelikle sanat ticareti, film vb. İçin uluslararası pazarlar göz önüne alındığında, bu alanlarda da sıklıkla görülmesi gereken bir başarıya ulaşılmadığı anlaşılmaktadır. Kültürel federalizm, sadece bir devlet yönetim şekli değil; bu sorunları çözmek için bir yöntem olduğunu bilmekteyiz. Burada da devletlerin kültür- sanat egemenliği ve çok sayıda devlet finansman programı vurgulanmaktadır. Sokak, sanat ve kültür, Mersin için belirleyici bir değer taşıyan entelektüel “ihracat malı” olarak görülüyor. Bu daha güçlü bir (Uluslararası) angajmanlar kültür, sanat ve sokak ekonomisine ihtiyaç vardır. Mersin’deki kültür çeşitliliği ve farklı insanların bir arada yaşaması kültürler için kesişen bir görevdir. Federalizm kurumsal bir düzenleme olarak, özellikle çok fazla göç alan kentimizde belli başlı coğrafi bölgelerde toplanmış sosyal farklılıkların (ırk, dil, din milliyet) tanınması yönünde önemini hali hazırda korumaktadır.
“Federal kültür” ve “federal sanat “, birlik ve farklılık dengesi kurulmasında önemli bir rol üstlenmiştir. Akbelen ve Güneykent Mahallesi sanat çalışması, görünmeyen bu mahalleleri görünür kılmıştır. Cami Şerif Mahallesi, Kültür için Alan Balconnection projeleri kapsamında, benim yönetimimde Ayça Juana Botella Tor ve Florian Virly tarafından gerçekleşen video Mapping ile “An Meselesi” adlı gösteriyle 7 (Yedi) gün boyunca sanatla iç içe olmuştur. “Fark edilmeyen Romanlar Mahallesi duvar resimleriyle fark edilir olmaya başlanmıştır. Yıkılmak üzere olan İngiliz Yağ Fabrikası Kişisel sergimle dikkat çekmiştir ve restorasyon çalışmaları için Mersin Sanayi Müzesi olmasına karar verilmiştir. Uray Caddesi’nde sanata ve Uray Caddesi tarihine yönelik Prof. Dr. Zeynep Sayın, Prof. Dr. Kamuran Elbeyoğlu, Bedrettin Gündeş, Osman Sirkeci, Ali Daylam gibi kişiliklerin katılımıyla yapılan Panel’e kucak açan, yıkılmak üzere olan tarihi binalar korunmaya başlanmıştır. Restore edilen binalar da sanat galerisi olarak kullanılması için çalışmalar başlatılmıştır. Azak Han, Ayça Juana Botella Tor’un “Ruhlar yerlerini Arıyor” adlı projesi ve konserle kafalarda soru işareti yaratmıştır. Hastane Caddesi, ev sahipliği yaptığı Uluslararası Myrna Art 2019, Mersin Art 2020, uluslararası Aşk Art 2020 ve Mersin’de katledilen kadınlar anısına “Melekleri Öldürmeyin!” adlı sokak sergisiyle ilgi odağı olmuştur. DEVAMI GELECEK
YEREL
18 Aralık 2024YEREL
18 Aralık 2024YEREL
18 Aralık 2024YEREL
18 Aralık 2024YEREL
18 Aralık 2024YEREL
18 Aralık 2024YEREL
18 Aralık 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.