Beyhan Balaban

Beyhan Balaban

21 Eylül 2022 Çarşamba

Güç Dengelerinin İşgal Ettiği Tarsus

Güç Dengelerinin İşgal Ettiği Tarsus
1

BEĞENDİM

ABONE OL

TARSUS… Doğup büyüdüğüm şehir.

Hayallerimi, projelerimi, düşüncelerimi gerçekleştiremediğim, yazarak sahiplendiğim şehir.

       Ülkemde 57 vilayetten nüfus olarak büyük ama vilayet olamamış, tarih ve kültür haykıran yaralı, hüzünlü şehrim.

       Çocukluğumda en sosyalist, en bilgili, en bilinçli halk mücadelesine ve yaşamına şahit olduğum, 68’leri en ağır yaşayan, 78’lerin en ağır bedelini en nitelikli gençleriyle kanlı ödeyen acı dolu, güç dengeleriyle İŞGAL EDİLMİŞ şehrim…

       Baron düzeninin cemaatlere, tarikatlara peşkeş çektiği ve bu kirli menfaatin içinde Tarsus’un adını duyurmak için, Tarsus tarihini, kültürünü yaşatmaya çalışan, her çalışmamıza engeller konsa da, bizlerin KAPLUMBAĞA misali yavaş yavaş faydalı işler yapmaya çalıştığımız şehrimiz.  Hayatlarımızı heba etmeye razı olduğumuz, belinden kara yazgı gibi KARAKUŞAKLA (Demiryolu Hemzemini)  bağlanan, bir kızın süzülen baygın gözleri gibi akıp giden BERDAN ÇAYINI heba ettikleri, ağlayan şehrim…

       Tarihte; dünyada ilk üniversitenin kurulduğu (Tarihi Donuktaş Dershanesi), Siyonizm’in temel attığı, dünyadaki dinlerin temsilcilerinin (Yahudi&Musevi-Hıristiyan-Müslüman ve hepsinin mezheplerinin) ortak hareket ederek karar verip bölgeleri yönettikleri, menfaat, dünya siyaseti, dünya ekonomisi ve bilim çalışmalarının pazarlığının yapıldığı şehir.

       Emperyalizmin tarihten gelen hesaplaşmasıyla “Çukurova Eyaleti”’nin merkezi yapma mücadelesiyle, Amerikan Koleji yapımıyla güçlenen, Tarsus Ticaret Odasının ARŞİVİNİ yakıp tarihi yok ederek ele geçirdiği iş dünyası ve 1878’lerden sonra planlarının işlediği, 1950’den sonra içteki ihanetçilerle beslendiği şehir.

       1946 sonrası Güneydoğu’dan gelen mevsimlik göçleri planlı olarak destekleyip, 1950’de TOPRAK ZENGİNLERİMİZİ yok etmek için Menderes hükümetiyle krediler verilip, sonradan görme zenginlerin yaratıldığı ve ABD’nin işaret ettiği siyasi partiyi işçilerine zorla destekleten vatan haini fabrikatörler, siyonistler, paralı baronlar şehri.

       OYAK BANK iflasında İstanbul’dan sonra onlarca büyük kent varken, 2. Sırada yer alan, yastık altı zenginlerinin, OYAK Bank zenginlerinin damgalandığı şehir. 

       Kimilerine göre Yahudilerin, kimilerine göre Musevilerin diye adlandırılan Daniyel Peygamberin, Hz. İsa’nın havarilerinden Aziz Saint PAUL’un, Lokman Hekim’in, Roma ve Kilikya devlet adamı Antonius’un yaşadığı, Mısır Kraliçesi Kleopatra’nın deniz ticareti için Antonius’u kandırmaya geldiği şehir. Kendisini Mısır’da ve Akdeniz Ticaretinde güçlendirmek için Antonius’u kandırmaya geldiğinden, Tarsus’taki Kleopatra Kapısına “GANCIK Kapı” diyebilen bir Halkın yaşadığı şehir.

       1878 Dünya Ermeni nüfus sayımında dünyadaki Ermenilerin %40’nı oluşturan, ADAN-TARSUS-MERSİN Üçgeninin ortasında yer alan, 1915’te ağır tehcir yaşayan bir Halkı Adana üzerinden çaresizce yolculayan şehir.

       1878’de ilk kez Mersin İskelesine kalyonlarla Balkan Savaşları patlak vermeden malını mülkünü balkanlarda bırakıp ana vatana gelmeye başlayan, 1912’de tehcirle atalarının eski topraklarına yeniden dönen sessiz, sakin, çalışkan SELANİKLİLERİN şehri.

       Romalıları, Ermenileri, Yahudileri, Bedevileri, Lübnanlıları, yüzyıllar önce Etiler Dönemi Tarım yapmak için gelen Arap Çiftçileri, Avganları, Rumdan dönme Giritlileri, göçle gelen Güneydoğu Halkını bağrında yaşatan, toprağıyla besleyen bereketli şehir.

       …

       Ve son 30 yıldır cemaatlerin yuva yaptığı, yerel yönetimlerin cemaatlerden destek almak için sosyal tesislerin yıkıldığı, tarihin yok edildiği, tarihi ALTIN gömülerinin bulunup gizli kapılar ardında paylaşıldığı, sanat faaliyetlerinin, tiyatronun, müziğin, denizin unutturulduğu şehir. Hizbullah’ın ilk cesetlerinin bulunduğu ve hengâmenin içinde özellikle ATATÜRKÇÜ VATANSEVERLERİN mücadele ile yaşayabilmelerinin güç hale getirildiği şehir.

       Köylerimizden şehrimize seçim hesabı için kaydırılan göçle, tarıma verilen zararla, iplik ve basma fabrikalarının kapatılmasıyla, hayvancılığın öldürülmesiyle, sanayinin bitirildiği, beyaz altın saçan Pamuk tarlalarının yok edilip, İsrail Tohumu ürünlere geçilmesiyle, beton yığınına dönüşen imar rantlarıyla, cadde ve sokaklarda yağmur suyunu çekecek toprağın kalmadığı, yeşilin, ağaçların yok edildiği, geleceği 1950’den bu yana HEBA edilen ve daha birçok olumsuzlukla zenginlerin sömürerek kullandığı işgal edilmiş şehrim.

         Orta Anadolu göçleriyle topraklarımıza göçüp, yaz aylarında memleketlerine gidip tatil yaparak en iyi şartlarda yaşayanların, Tarsus’u ve Mersin’i geçmişten bu güne bilmeyenleri görevlere getirmekte tercih eden yerelde seçilenlerin öz Tarsuslu gençleri harcadığı şehir. İşi bilenlere değil kendilerine yakın olanlara, şehrimize nelerin gerektiğini tespit edenlere değil kendi menfaatlerini düşünenlere işveren yerel yöneticilerin şehridir Tarsus. Tarsus merkezinin nitelikli Gençliğinin 72 yıldır emek verdikleri siyasetçiler tarafından harcandığına tanık olan şehirdir Tarsus.

       72 yıldır işgal altında olan TARSUSUMUZU kurtarmak için ancak aydınlık yarınların temelini atacak, yukarıdaki yok edilen kıymetlerimizi bizlere geri kazandıracak yeni yerel yöneticiler lazımdı. Çok umutlanmıştık. Halkını tanıyan, doktorluk mesleğiyle halkımıza uzun yıllar hizmet eden, yoksulları sahiplenen, Tarsus’u ve Tarsuslunun halini iyi bilen Dr. Haluk BOZDOĞAN ile Ziraatçı ve kendi kendini yaratan bir işadamı, Fabrikatör ve eski CHP Mv. Vahap SEÇER’in Tarsus’u kurtaracaklarına çok inanmıştık.

       2019 yerel seçimi biter bitmez Tarsus’un değeri çağdaş ve aydın bu iki değerli insanı; SİYASETİN DİNAZORLARI sokak siyaseti yaparak toplumu işleyip, birbirlerine kötülediler ve birbirlerinden ayrıştırdılar. İkisine de yakın ve emek vermiş olmama rağmen her şeyi uzaktan seyrediyorum, fakat yazılarımla uyarmaktan da, sorumluluk bilincimle yazı yazarak doğruları işlemekten de geri durmuyorum. Çünkü Ben Tarsusluyum.

       Tarsus’u işgalden kurtaracak, aydın, sosyal, laik, çağdaş düzeye yeniden kavuşturacak CHP’nin iki neferini 19 Mayıs 1919 ATATÜRK’Ü ANMA GENÇLİK ve SPOR BAYRAMINDA el ele, yan yana Halkımızı selamlarken gördüğümde gözlerim yaşardı. Mersin, yanında Tarsus olmadan çağdaş kadrolarla kenti yöneten yerel belediyeciliğe asla ulaşamaz.

2014 yılında yürürlüğe giren BÜTÜNŞEHİR Yasasının da etkisiyle seçmen nüfusunun fazlalığıyla Mersin ve Tarsus’un birbirine muhtaç olduğu resmen seçim nikâhı kıyılmış gibi her siyasi partinin seçim sonuçları etkileyen bir gerçektir. Her zaman hayatın çilesini çeken kadınlar gibi harcanan Tarsus’tur. Tarsuslu, Mersinli olmadıkları halde en önemli görevlere Yerli Halkın yerine kuma gibi gelenlerin, hem ekmeğini yiyip hem de nankörce eleştirdikleri memlekettir Mersin ve İlçeleri.

       Tarsus’u ve Mersin’i karanlık yarınlardan siz iki belediye başkanı kurtarırsınız. CHP camiasına yaptığınız hataları, etrafınızda sizi birbirinizden ayrıştıranları, emekçilerinizle, sevenlerinizle, Halkınızla aranıza sınır yaratanları lütfen aşınız. Tarsus ve Mersin’in değerlerine, seslerine, dinamiklerine, yerel sanatçılarına sahip çıkınız ve aranıza sınır getirmeyiniz. Tarsus’a ve Mersin’e yapılması gereken hizmetleri, Tarsus’u ve Mersin’i iyi bilenlerle, dünden bu güne siyasette neler olduğunu korkmadan anlatıp çözüm üretenlerle, cebini değil aydınlık geleceğimizi düşünenlerle, maaş için değil sizin başarılarınız için çalışacak temiz insanlarımızı, kişisel değil toplumcu işlere imza atacak değerlerimizi tercih ederek lütfen artık birlikte yürüyünüz. 19 Mayıs 2021 günü ikinizi yan yana gördüğümüz gibi, her gün sizi böyle birlikte ve çalışmalarınızda sürekli birbirinizle istişarede görmek istiyoruz.

       Tarsus’u menfaat uğruna kurulmuş gizli güç dengelerinden, siyasi bağnazlardan, topraklarımızı, ürünlerimizi, sanayimizi yok eden emperyalizmin ve işbirlikçi düzenin elinden kurtarınız.

       19 Mayıs kutlamalarında bir kez daha ülkemiz genelinde anlaşıldı, yaşandı ve görüldü ki; Atatürk İlke ve Devrimlerinin ışığında gerçek devletçilik, gerçek milliyetçilik ve laik devlet işlevini her çalışmada en iyi işleyerek gerçekleştiren CHP’li camianın seçtiği belediye başkanlarıdır.  Vatanseverlik duygusunu, yurttaşlık görevlerini en iyi yerine getiren, dil, din, ırk gözetmeksizin kardeşçe yaşamı kentlerimizde sürdürebilen CHP Kadrolarıdır. Tarsus’u ve Mersin’i gericilere, dincilere, karapeçeli ve sarıklı bir yaşam şekline esir etmeyiniz…

       Saygıdeğer TARSUS Belediye Başkanım Dr. Haluk BOZDOĞAN ve MERSİN Büyükşehir Belediye Başkanım Vahap SEÇER; TARSUS’U BİRLİK OLUP İŞGALDEN KURTARINIZ. Tarsus ve Mersin’de uzun yıllar seçim kaybetmeden yerel yönetim görevinizi sürdürmek için ve doğru işler yapmak için birlikte yürüyerek, birlikte tarihe iz bırakınız…

Beyhan BALABAN

Cumhuriyet’in KALEMİ

Güç-dengelerinin-işgal-ettiği-Tarsus…-Beyhan-Balaban

1

BEĞENDİM

ABONE OL