25 Eylül 2023 Pazartesi
Geçmiş zaman yazıları; Ocak 2005 arşivimden… (Liman İçin Düğün Değil, Düşünme Zamanıdır...)
Diyalektik Nedir ? Diyalektik Materyalizm Nedir ?
YALIN ÜRETİM, SÜREÇ İYİLEŞTİRMELERİ SAĞLAYARAK VERİMLİLİĞİ ARTTIRIR
Allah Gültak’a Yardım Etsin…
İyiyiz herhalde..!
İnsanları tanıdıkça hayvanlara olan sevgim daha da gelişti diyebilirim.
Bu dünyayı düzeltmeye çalışan ve düzeltecek olan da, kirleten ve kirletecek olanda insandır.
Eğer bu dünyanın gidişatından memnun değilsek, sorumlusu elbette insandır.
Kaba, anlayışsız, hırs ve bencillik içinde yoğrulmuş insanların yaptıkları ortada.
Onlar dünyayı kirletiyorlar.
Onlar hayatı zorlaştırıyorlar.
Onlar kendi dünyalarında yaşanan ve yaşanabilecek her türlü felakete gözlerini kapamış, kulaklarını sağırlaştırmış, duygularını kirletmiş insanlar.
Ya bu kirliliğe karşı duyarsızlaşan, bana ne havasında olan, ne yapabiliriz ki diyen, umutsuz, heyecansız topluluklara ne demeli…
Etrafımızda artık duygu birliği, bilinç uyumu, dostluk ve samimiyet ölçüleriyle yol yürüyebileceğimiz sayılı kişilikli değerlerle bir araya gelebiliyoruz.
Bu çekirdek aile dostlukları bize nefes aldırıyor.
Acı ve hüzünlü günlerde içten gelen samimi duygularla birbirimize sarılabiliyoruz.
Zaten hayatımıza güç ve renk katan da bu.
Çürümüş, kirlenmiş kişiliklerin artık hayatımızda yeri yok.
Kadın, erkek, yaşlı, çocuk, hepimiz bu kervanda yol alıyoruz. İyiler birleşince bu kervan yolda rayına girer.
Üstünlük yok, kibir yok, ayrıştırma yok, ırkçılık yok. Sadece insanlık var. Az da olsak çoğalacağız. Taki anlamayanlara anlatana kadar.
Bir cinsiyeti üstün kılan bir dini, bir dili, bir ideolojiyi, bir yaşamı kabul etmiyorum.
Nereye gideceğini bilmiyorsan, hangi yoldan gittiğinin hiçbir önemi yok…
Aydınlık bir yarın için; karanlık bir gecenin içinden geçmeniz gerekiyor.
Her günümüz aydınlık olsun, iyilik esas olsun… 24.09.2023
Ümran Gündeş
İnsanın en büyük sermayesi sahip oldukları değil, onu var eden taşıdığı karakteridir.
Karakter şekillenmesi; kişinin gelişim aşamasında yaşadıkları, onayladıkları, benimsedikleri, yol verdiklerinin toplamıdır.
Bu yol, ya var olmanı sağlar. Ya da öylesine bir varlık eder.
Var olmak erdemli olmaktır. Var olmak ahlaklı olmaktır. Var olmak sevgiyi içinde yeşertmektir.
Erdemli olmadan, kişilik olgunlaşması olası değildir. Kişilik olgunlaşması bilgi, deneyim, duygudaşlık, anlama, yorumlama ve araştırma ile somutlaşır.
Ahlaklı olmak erdemli geçişin izleridir. Sevgiyi umuda dönüştürerek yaşamak ahlaklı olmanın dışa vurumudur.
Günümüz dünyasında ise; erdem, ahlak ve sevginin azaldığını görüyoruz. Bu dönemlerde hep yıkımlar, savaşlar, hastalıklar çoğalarak dünyayı kirletmiştir.
Bugün Ukrayna’da güçlü ve muktedir devletlerin alan kapma yarışı ve açgözlülüğü sayesinde 45 milyon insan -10 derecede bodrum katlarında yaşamaya mahkûm ediliyor.
Milyonlarca aile parçalanarak belli olmayan yeni yaşam serüveninin içine itiliyor. Bütün dünya ise seyrediyor. Ne acı değil mi?
Erdemli, ahlaklı, sevgi yüklü insanlar kahırlanıyor. Ötesi ise, umursamaz bir hal içinde yaşamın bilinmezliği içinde bocalıyor.
İyilik, merhamet, vicdan genleri azalarak, yaşamın bilinmezleriyle yüz yüze geliyor.
İyilik umudun adıdır. İyilik insan olmanın öznesidir. İyilik insanı insan yapan yapı taşıdır. İyilik erdemin yeşerttiği sevgidir.
İyilik yapman kaybetmemen için değil, kendini bulman içindir…
İyilik; içimde umut ve inanç var, ikisine de tutunmuşum demektir.
Kahreden savaşlara, hüzünlendiren ayrılıklara, yok eden üretilmiş hastalıklara karşı iyilik güdülerimizi çoğaltmaktan başka hiçbir çaremiz yok.
Bilgiye, erdeme ulaşmak için; iyilik genlerimizle kendimizi yaşama daha sıkı katmalıyız.
Bilgi her çağın medeniyetinde olmakla edinilir. Erdeme ulaşmak için ise, bu medeniyetleri insan yaşamına uygun hale dönüştürmekle mümkündür.
Medeniyet çağını yakalamak, bilgiye ulaşmak, erdemli olmak, zevkli ve keyifli olabilmek kültürle ilgilidir.
Yaşamak için sadece para yetmez. Bilinç düzeyi ne kadar gelişkinse sen o kadarsın demektir.
Ümran Gündeş
Yazarımızın diğer yazıları;
Hiç bir şey mucize değil, bir neden ve sonuç ilişkisidir.
Hiç bir şey tesadüf değil, hakikattir.
Hiçbir şey kendiliğinden değer bulmaz, emek gerektirir.
Hiçbir şey karanlığın içinde tutulamaz, sonucu aydınlığa açılan kapıdır.
Geçmişte ve şimdi yaptığımız her bir suçla ve her bir iyilikle geleceğimizi tamamlıyoruz.
Enes’ler umutsuzluğun sonsuzluğuna yolculuk edecek, Dilara’lar bedenlerinin yok edilmesine çaresiz kalacaklar.
Bu suçlarla kahrolacağız, hayıflanacağız…
Sonuçta;
Ne istismarlar azalacak, ne katliamlar ne de intiharlar…
Tarikat ve cemaatlere teslim edilen gencecik yavrularımız, onun bunun ideolojik, teokratik, karanlık serüvenlerinin kıskacında yok olup gidecekler.
Bu devran da böyle devam edecek!
Biz insanlığımızla boynu bükük baka kaldıkça ve bu serüven böyle devam ettikçe; Dilaralar bencil, cahil ve kopuk zihniyetlerin esiri olacak ve yaşam bir hiç olmaya devam edecek.
Eğitim sistemi, geleceği aydınlık değerlerle yaratacağı yerde;
Sanki karanlığın her tarafı sarmasına vesile oluyor.
Eğitimin içi boş,
Sanatın dışı yamalı,
Toplumsal ahlakın kaydı silinmiş,
Hayatlarımız ise; sadece bizim değil, ana rahminden mezara başkalarına bağımlı durumda.
Bazen coğrafya kaderimiz, bazen de cehalet ve karanlık dünyalıların esiri olmuş örseleniyoruz öylesine…
Sevgi kaynağı kurumuş bir sistemin içinden, yeniden yeşermekten başka ne çare olabilir ki…
Aydınlık bakışlar,
Umutlu Enesler,
Özgürlük tadında yaşamını renklendirecek Dilara’lar var oldukça, sevgi sarmalı her tarafı saracak.
Suçlular değil, iyiliklerin yükünü çekenler çoğaldıkça Enes’ler, Dilara’lar var olacak.
Ümran Gündeş
Yazarımızın diğer yazıları;
Asla hiçbir şeye kayıtsız kalmayın.
Düşünerek, sentezini yaparak ve yaşamın anlamını güçlendirrerek doğruların etrafında var olmalıyız.
Sokağımızın, komşumuzun, mahallemizin, bölgemizin, şehrimizin, yaşadığımız ülkemizin ve tüm dünyamızın değerlerine sahip çıkmalıyız.
İnsan ve tüm canlılar olmak üzere doğamızı da korumalıyız.
Bu değerleri korumak için kaygı taşımalıyız. Kaygımızı söylemeli ve etki alanını genişletmeliyiz.
Her insan yüzünün, sende hakkı vardır.
Bu hak insan hakkıdır. Bu hak vicdan hakkıdır.
Çünkü ister istemez onun cesaretini, yalnızlığını görüyorsun.
En az ikisini de bir bebek yüzünde görürsün. Ve bu bir çeşit mistik görüdür.
İnsanlara oldukları kadar kötü değil, olduğunuz kadar iyi davranın…
Yüreğinizdeki ışık sarmalı ile aydınlatın.
Bu ışık sarmalını büyütmenin ve güçlendirmenin yolu, var olan tüm önyargılardan arınarak var olabilmektir. Bunun yolu da evrenin sonsuzluğunda bilginin değerini anlayabilmektir.
Koca evrende bilgiye ulaşmanın erdemini, içimizdeki zengin duygularla bütünleştirebildiğimiz oranda geliştirebiliriz.
Bozuk dünya düzenini düzeltebilmemizin ve bilgiyi doğru algılayıp aktarabilmemizin ilk iki şartı eğitim ve iletişimdir.
Eğitim yoğunlaşma, iletişim ise saplantılardan arınmayla mümkündür.
Mutlak kötülüklerin hakim olduğu bu dünyada; eğitim ve iletişimi geliştirip güçlendiremediğimiz sürece; çocukların güvende olduğunu düşünmek, romantik bir hayalden öteye geçemez…
Haklı olmakla, mutlu olmak arasında bir seçim yapmak zorunda kalırsan, mutlu olmayı seç…
Mutlu olduğunda hem kendini eğitirsin hem de bilgiye daha kolay ulaşırsın.
Hayat böyle bir şey…
Ya varsın yaşattığın değerlerle, ya da hiç yoksun tükettiğin nedenlerle.
Ümran Gündeş
Yazarımızın diğer yazıları;
Mersin Büyükşehir Belediyesi bazı konularda ilk olmaya, farkındalık yaratmaya devam ediyor.
10 Aralık İnsan Hakları gününde çok önemli bir etkinlik düzenlemiş. Bende yerel TV den canlı olarak izledim.
Özellikle en başta gösterilen videoyu izlediğimde, Büyükşehir Belediyesinin nasıl bir yolda olduğunu görebiliyorum artık.
Eşimin belediyede çalışıyor olması, bizden çok işine kendini adaması bazen bizi üzüyordu. Vatanı, milleti sen mi kurtaracaksın diye sitem de ediyordum.
Kendimizle barışık bir aile olarak, tek sorunumuz eşimin kendini aşırı bir şekilde işine vermesiydi.
Hizmetleri, çalışmaları, gelecekle ilgili öngörülerini anlattıkça seviniyorduk ve merakla dinliyorduk. Ama yine de bize daha çok zaman ayırmasını da istiyorduk.
Belediye bünyesinde kurulan Kadın Daire Başkanlığının yaptığı hizmetleri ekranda görünce, eşime haksızlık ettiğimizi anladım.
Kendi çalıştığı birimi bilmiyorum ama Yerel Eşitlik Eylem Planının sunumundaki videoda, Kadın Daire çalışanlarının hizmetlerini imrenerek izledim.
Kadınların nasıl onurlandırıldığını görünce gözlerim yaşardı. İlk kez sözde değil özde kadın haklarının korunduğu, tüm dezavantajlı gruplara el uzatıldığını izledim.
Mersin son seçimlerden sonra bir değişimi yaşıyor. Bunu görebiliyoruz.
Kadınların adı var olmaya başladı.
Eşitlik, adalet, huzur biraz daha kendini his ettirmeye başladı.
Engelli, yaşlı, çocuk, yoksul, kadın konusunda daha duyarlı bir belediyecilik anlayışı gelişmeye başladı.
Mersin Büyükşehir Belediye yönetimini ve emeği geçen çalışanlarını bu emeklerinden dolayı kutluyorum.
Bir insan olarak, Mersin’de yaşayan bir birey olarak kutluyorum.
Engelliye, yaşlıya, kadına, çocuğa, yoksula bu derece sahip çıktığı için kutluyorum.
Güven ortamını sağladığı, eşitlik, adalet konusunda örnek olduğu için Büyükşehir Belediye Başkanını kutluyorum.
Mersin; İnsan hakkına saygılı bir şehir olarak marka olabilir.
Mersin; Kadının adı var diyebileceğimiz bir şehir olabilir.
Mersin; özgürlüğün, güvenin, değişmenin ve çağdaş değerlerle eşit yurttaşların yaşadığı bir şehir olabilir. Mersin Büyükşehir tarafından hazırlanan Yerel Eşitlik Eylem Planını ve yapılanlarını izlerken, geleceğe dönük umutlarımın arttığını söyleyebilirim.
Ümran Gündeş
Yazarımızın diğer yazıları;