23 Aralık 2023 Cumartesi
Geçmiş zaman yazıları; Ocak 2005 arşivimden… (Liman İçin Düğün Değil, Düşünme Zamanıdır...)
Diyalektik Nedir ? Diyalektik Materyalizm Nedir ?
YALIN ÜRETİM, SÜREÇ İYİLEŞTİRMELERİ SAĞLAYARAK VERİMLİLİĞİ ARTTIRIR
Allah Gültak’a Yardım Etsin…
İyiyiz herhalde..!
Son 20 yıllık süreçte kent dinamiklerinin güçlerini bir araya getirerek liman ve marina işletmeciliğini üstlenme girişimlerinin nasıl akamete uğradığını anlattığım önceki makalemi, ‘Mersin neden ortak hareket edemiyor ?’ sorusuyla noktalamıştım..
Gerçekten de başka kentlerde güçleri birleştirme sinerjisi sayesinde başarıyla hayata geçirilen projeler iş Mersin’ e geldiğinde hep bir duvara çarpıyordu..
Heyecanla çıkılan yolların zaman içinde kapanmasını çeşitli faktörler etkilemiş olabilir ama o nedenlerin başında yakın tarih denemelerinin başarısızlıkları ve günün sonunda ortaklıktan kazanç elde etmeyi umanların koydukları parayı bile kaybetmeleri yatıyor..
Vizyoner ve işinin ehli profesyonel yöneticiler yerine ahbap çavuş ilişkilerine dayalı ilişkiler, liyakat yerine ‘hamili kart’ anlayışıyla oluşturulan kadrolar ve günün sonunda ortaya çıkan hüsran dolu girişim öyküleri..
Mersin aslında çok ortaklı, kent dinamiklerini bir araya getiren geniş katılımlı şirketleşme modellerine yabancı değil..
1926′ da ‘ Mersin Elektrik Komandit Şirketi’ adıyla kurulan ve Haziran 1929′ da ‘Mersin Elektrik Türk Anonim Şirketi’ adını alan şirket,
1927′ de Mersin İl Özel İdaresi, Adana Tarsus Mersin Belediyeleri, Mersin Ticaret Odası gibi kurumların oluşturduğu ve İktisat Vekaletinin de sermaye katkısı yaptığı; çok ortaklı olarak kurulan Mersin Liman İşleri Türk Anonim Şirketi,
1929′ da kurulan Mersin Ticaret Bankası,
ilk aklıma gelenler..
Dikkat edilirse genç Cumhuriyet’ in genç Mersin’ i dönemin zorluklarına karşı üç yıl içinde geniş katılımlı çok ortaklı üç önemli kuruluş için bir araya gelebilmişti..
Üç şirketin ömürleri ve son bulmaları farklı gerekçelere dayansa da, temel neden 1929′ da Amerika Birleşik Devletlerinde başlayıp Avrupa’ ya sıçrayan ve sonrasında Türkiye’ yi de içine alan büyük dünya krizi ve ardından patlayan 2. dünya savaşıdır.
Bir başka ifadeyle kent dinamiklerinin oluşturduğu güçbirlikleri yerel nedenler, yönetim zaafları nedeniyle değil, dış dinamiklerin etkisiyle başarıya ulaşmamıştır.
Örneğin Mersin’ in varlık nedeni de sayılabilecek en önemli varlığı Mersin liman işletmesinin başına gelenler..
1942′ de savaş ülkenin de kapısına dayanınca öncelikle Mersin Belediyesine ait 5 iskele Milli Korunma Kanununa dayanılarak kamulaştırılır ve dönemin Hükümeti tarafından Devlet Demiryolları Limanları İşletme Umum Müdürlüğüne devredilir.
Savaş nedeniyle işlem hacmi azalan Mersin Liman İşleri Türk Anonim Şirketi de aynı yıl çıkarılan kanun çerçevesinde borç ve alacaklarıyla Ulaştırma Bakanlığınca satın alınır ve işletme imtiyazı tıpkı 5 iskele gibi Demiryolları Limanları İşletme Umum Müdürlüğüne geçer..
Bunlar kent dinamiklerinin ya da şirketlerin yönetim zaafları nedeniyle değil, dünyayı etkileyen dış konjonktür nedeniyle yaşananlar..
Birbiri peşi sıra gelen iflaslar, Milli korunma Kanunu, Varlık Vergisi, gittikçe içine kapanan ekonomi kaçınılmaz olarak Mersin’ e de yansıyacak ve şirketlere koyulan sermayenin kaybolup gitmesiyle yaşanan travma çeyrek yüz yıl boyunca Mersin’ i yeni güç birliklerinden çok ortaklı şirketlerden uzak tutacaktır..
Ta ki, 1965-70 arasındaki 5 yıla sığdırılan, Türkiye’ nin en büyük limanının getirdiği hareketlilik, başta narenciye olmak üzere yaş sebze meyve üretim ve ihracatının teşviki ile ortaya çıkan yeni fırsatlar ve bu dinamikler ışığında kurulan çok ortaklı şirketler eliyle hayata geçirilen projeler..
Bir sonraki makalede, büyük umutlarla bir araya gelen dinamiklerin ve oluşturulan güç birliklerinin hızla yükselip kısa zamanda çöküşleri anlatacağım..
Abdullah AYAN