Can Demir

Can Demir

13 Ağustos 2021 Cuma

Kaliteli yaşam ve ötesi (Denge sorunsalı – Orman yangınlarının açığa çıkardığı düşünceler)

Kaliteli yaşam ve ötesi (Denge sorunsalı – Orman yangınlarının açığa çıkardığı düşünceler)
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Kaliteli yaşam kavramı doğum anınızdan itibaren çevrenizle ve kişisel gelişimle şekillenecek bir durumdur. Kişinin hayattan bekledikleridir kaliteli yaşam. Bu hayattan ne istiyorum, ne bekliyorum, beni ne mutlu eder sorularını kendimize açıkça sormamış olsak da içgüdüsel olarak yaşamımızı kaliteli hale getirmek için tüm bu çabamız ve çalışmalarımız.

İnsanın doğduğu coğrafya, aldığı eğitim, aile yapısı, arkadaşlıkları, ilgi duyduğu film yönetmenleri, yazarlar, müzisyenler, sporcular, ressamlar gibi insanın duygularına ve düşüncelerine derinden etki eden unsurlar kişinin benliğini bulunca farkına varacağı kaliteli yaşamı ortaya çıkaracaktır. Ancak kaliteli yaşam ile birlikte korunması gereken bir durum da vardır. Bu da gelecekteki yaşamı korumaktır. Yaşadığı çağın bilincinde olan, kendinden önceki dünya yaşamını az çok bilen bir kişi bu unsurlara kendi ileri görüşlülüğünü de katarak bir canlıya(burada artık insanı aşıyoruz) nasıl davranılması gerektiğini bilir.

Peki biz tırnak içinde kendi kaliteli yaşamımızı korumak isterken neden geçmişten ders çıkarıp, gelecekte bırakmak istediğimiz dünyaya göre şimdiki zamanı yaşayamıyoruz?

Günlük işlerin koşturması mı, devletlerin umursamazlığı mı, yerel unsurların yetersizliği mi?

Neden gelecekte canlıların denge içerisinde yaşamasına olanak sağlayacak bir ortam bırakamıyoruz?

Bence burada bu çağın bize verdikleri ile karşılığında gelecekte bizden alacakları arasında bağ kuramamak yatıyor ki bu bağı kurmak bence de bu zamanın insanı açısından hiç kolay değildir. Bu bağı kuramamamızın temel nedenini de hazıra alışmış olmak olarak görüyorum. Üretim ve tüketim sürecini bilmemek, sadece önüne konulan çarkı çevirmek, yediğin yemeğin, içtiğin içeceğin, barındığın yerlerin nasıl oluştuğunu umursamamak hazıra alıştığımızın göstergesidir.

Tamamen endüstriyelleşmiş bir hayattayız. Bu kavram hazıra alışmışlığımızın temelidir. Çevremizde sürekli gördüğümüz ama çoğunlukla fark etmediğimiz bu endüstriyelleşme geçmişin, yaşadığımız anın ve geleceğin bağlarını koparmaktadır. Tabi ki endüstriyelleşme ve insan nüfusunun hızlı artması birlikte gelişmiştir. Hızla artan nüfusun temel ihtiyaçları bu sayede karşılanmıştır.

Artık insanlığı rahata kavuşturan bu durumun tüm canlılar için bir tehdit oluşturduğunu görmek ve doğru üretim teknikleri ile tüm canlıların hayatına faydalı olacak şekilde endüstriyelleşmek gerekmektedir. Her bir canlı diğer canlılar için gerekliliktir.

Yaşamın bir denge olduğunu hatırlamalıyız diyecektim ama artık yaşamın bir denge olduğunu öğrenmemiz gerekiyor diyeceğim. Çünkü bu çağ bunu unuttuğumuzu değil hiç bilmediğimizi gösteriyor.

Yapılması gerekeni söylemek kolay; bu dünyayı ve içindeki her şeyi düşünerek yapılması gerekene karar ver. Maalesef insanlık için zor bir iş. Bir kişinin kişisel hırsları ve çıkarları binlerce kişinin iyiliğinin önüne geçebiliyor. Bu aşamada her birimizin tek tek farklı fikirlerimiz ile oluşturduğu toplumlar kendini sorgulama evresinde.

Gelecek zamanların iyi veya kötü olması, damarlarımızda, avuçlarımız arasında, beyin hücrelerimizde duruyor. Yaşadığımız sürece, gücümüz yettiği sürece, kafamız çalıştığı sürece iyiliği de kötülüğü de öngörülebilir gelecekte bizim sağlayacağımız görünüyor.

Toplumsal olarak yıktıklarımızı toplumsal olarak tekrar inşa etmeli, hatalarımızdan ders çıkartmalı, gelecek nesillere örnek olmalı ve onların bizden daha iyi olmasını sağlamalıyız. Yapılması gereken bir şey de (belki de en önemlisi) hem kişinin kendinin hem de gelecek nesillerin özgür bireysel alanlarını bu dünya içindeki ekosistemden daha önde tutmaması gerektiğini öğrenerek/öğreterek soluk mavi noktanın güzelliklerini nesiller boyu aktarmalıyız.

Can DEMİR


Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.