16 Aralık 2023 Cumartesi
Geçmiş zaman yazıları; Ocak 2005 arşivimden… (Liman İçin Düğün Değil, Düşünme Zamanıdır...)
Diyalektik Nedir ? Diyalektik Materyalizm Nedir ?
YALIN ÜRETİM, SÜREÇ İYİLEŞTİRMELERİ SAĞLAYARAK VERİMLİLİĞİ ARTTIRIR
Allah Gültak’a Yardım Etsin…
İyiyiz herhalde..!
Neymiş efendim?
Mesele, ‘iktidara varmak için her şey mubahtır’ anlayışı değilmiş!
Diyarbakır MHP’de olan bitenleri, il başkanının ve çevresinin içinde bulunduğu
pislikler kamuoyuna yansıdıktan sonra siyaset ve siyaset kurumlarının topluma
karşı sorumluluğu da tartışma konusu olmaya başladı.
Sürekli tartışılmasına, konuşulmasına rağmen bir türlü hayata geçirilemeyen
‘Siyasi Ahlak Yasası’nın çok detaylı bir şekilde hazırlanarak, devreye sokulması
kaçınılmaz oldu. Sanırım altılı masanın konularından biri de Siyasi Ahlak Yasası.
Cumhuriyetin ikinci yüzyılında siyasi etik, siyasi ahlak meselesine çözüm getirmiş
bir toplum ülke olmak en büyük dileğimiz ve yaptırımımız olmalıdır
Siyaseti zenginleşme, şahsi statü ve menfaat aracı olarak gören, kullanan
kesimlerin varlığına çanak tutan anlayışın mutlak surette değişmesi gerekiyor.
Partileri zenginleşmenin birinci aracı olarak görenlerin sayısının süratle arttığı bir
dönemin tam da ortasına düşmüş durumdayız.
Siyaset kurumlarının bizzat kendileri bu duruma ‘çanak’ tutuyor. Parası olanın
siyaset yapabileceği gibi bir durumun esareti altında olan siyaset kurumları,
doğaldır ki, hırsız, arsız, tacizci, tecavüzcülerin barınacağı bir mekân haline
geliyor.
Kurtarmak gerekiyor, siyaset kurumlarını, dolayısıyla toplumu kurtarmak lazım,
siyaseti zenginleşme, statü, menfaat aracı olarak gören ve kullanan kişiliklerden
kurtarmak gerekiyor.
Siyaset kurumlarında görev alacakların sürekli gözden geçirilmesi gerektiği
gerçeği, toplumsal bir sorumluluktur. İktidara ulaşmak için namuslu, dirayetli,
sorumlu, sorumluluk sahibi, topluma karşı duyarlı olan, bu özelliklere sahip
insanların bir araya geldiği zeminler yaratılmalıdır.
O zaman siyasi ahlak yasası kaçınılmazdır.
Dünyanın demokratik ülkelerinde var, bizde neden olmasın?
*
Siyaset kurumlarının tamamı menfaat, statü, zenginleşmeyi düşünenlerin
baskınına uğradı.
Durum ortada, gayet açık.
AK Parti, MHP’nin genel iktidarına çökenler olduğu gibi, HDP’nin yerel iktidardaki
güçlülüğünden sebeplenmek isteyenler de oldu. Bir dönem aday adayı bulmakta
zorlanan parti, öyle bir an geldi ki, binlerce kişinin aday adaylık yarışına girdiği
alan haline geldi, üstelik aynı fikirleri paylaşmadıkları halde.
İYİ parti MHP sonrası küçüktü, kimse yoktu, şimdi büyüdü her kes var.
CHP, yirmi yıldır kendi kemik kadro ve üye tabanı ile çaba içindeydi, şimdi iktidar
yolu göründüğü için uğrak alanı haline geldi.
Katılım olmasın demiyoruz, olsun, olsun da, defolu olanlar olmasın!
Orada deniz bitti diye, yeni denizler için paçalarını sıyıranlar olmasın diyoruz.
Siyasi ahlak yasası çıkarılacaksa, kuralları yazılacaksa bunlar da göz önünde
bulundurulmalıdır.
*
Şimdiden CHP adına kamu kurum ve kuruluşlarını dolaşan, mevcut bürokratlara,
‘Biz sizden memnunuz, iktidara geliyoruz, sizi değerlendireceğiz’ diyenler olmuş,
olmaya da devam edecektir. Üstelik bunlar eski CHP’li değil, yeni CHP’li!
AK Parti iktidarının bürokratlarının tamamı, kayyumlu dönemin bürokratları CHP
iktidarında da değerlendirilecek ise, böyle bir anlayış var ise, mevcut iktidarı da
değiştirmeye ne gerek var.
Bunları neden yazıyorum?
Bizden sonrakilere daha temiz bir toplum, temiz siyaset alanı, güzel anlayışlar
sunmak için.
Birileri şimdi rahatsız olabilir, ancak geleceğimiz, çocuklarımız mutlu olsun, temiz
ve ahlaklı olsun.