16 Aralık 2023 Cumartesi
Geçmiş zaman yazıları; Ocak 2005 arşivimden… (Liman İçin Düğün Değil, Düşünme Zamanıdır...)
Diyalektik Nedir ? Diyalektik Materyalizm Nedir ?
YALIN ÜRETİM, SÜREÇ İYİLEŞTİRMELERİ SAĞLAYARAK VERİMLİLİĞİ ARTTIRIR
Allah Gültak’a Yardım Etsin…
İyiyiz herhalde..!
Günlük yaşamda kullanılan benim de çok tuttuğum bir söz vardır, şöyle der;
‘Yaşa yaşa gör temaşa’.
Yaşayıp görüyoruz temaşayı.
İktidarın telaşı ve temaşası!
Hem de ne temaşa, yedi düvel izliyor.
İktidar muhalefete ‘Sivas’tan öteye git de göreyim’ diyordu.
Öyle değildi, ancak öyle olduğunu varsaysak bile, bugüne baktığımızda, muhalefetin partileri bütün komşu sınırlara kadar dayanmış vaziyette.
Gitmedikleri, dokunmadıkları neredeyse yer kalmadı, iktidar tarafından açlıkla sınanan insanlarla görüşüyorlar, dert dinliyorlar, çözümlerini aktarıyorlar.
‘Yaşa yaşa gör temaşa, büyük de konuşma’
Halkta bir karşılıkları olmadığı yönünde sürekli muhalefete yüklenen ve halkın gönlünü fethettiklerini iddia eden iktidar, şimdi bu iddialarının ve yüklenişlerinin altında eziliyor.
İktidar şimdi, kendi bin 380 yıl önceki bir ‘Fetih’ meselesi üzerinden yaygara kopardığı halde gönülleri fethedemez iken, muhalefetteki bütün partiler güncel, gerçek fetihler gerçekleştiriyor, gönülleri feth ediyorlar. İktidar partisi 150-200 kişiyle sabahın köründe yürüyüş gerçekleştirerek Diyarbakır kalesine sözde ‘Fetih’ senaryosu yazmaya çalışırken, Cumhuriyet Halk Partisinin kadroları Van ve
ilçelerinde gerçek gönülleri fetih işleriyle uğraş içindeydiler.
‘Yaşa yaşa gör temaşa, büyük de konuşma’
İşte, ‘Büyük konuşmamak gerekir’ diye tavsiyelerde bulunan büyükleri dinlemek gerekir.
Bir de bu işlerin sabırla olduğunu da görmek ve inanmak gerekiyor.
Ona da ‘Sabrın sonu selamettir’ diyorlar.
Yani Kemal Kılıçdaroğlu’nun gösterdiği türden sabırların sonunun selamet olduğuna tanıklık ediyoruz.
Sabretmeyen gidiyor, sabreden geliyor.
Yaşamın, siyasetin kuralı ve sosyolojisi böyle; yasaklayanlar gidiyor, özgürlük için mücadele edenler kazanıyor, geliyor.
*
İktidar mensupları için ülkenin herhangi bir bölgesine, iline ilçesine gidemiyorlar, gidemezler, gidemezsiniz demiyoruz. Bu ülke hepimizin, herkes her yere, her bölgeye, her ile ilçeye elbette ki gider, gidecektir.
Mesele, gidilen yerde ilgi-alaka görüp görmemektir.
Açlıkla sınanan, ötekileştirilen bir halk hamasete, yalana-dolana itibar göstermiyor, bunları yapanın yanına da gitmiyor.
Giderek yalnızlaşıyorlar.
Bu gidişle bazı illerde, bölgelerde miting yapacak kalabalığı da bulamayacaklar.
‘Yaşa yaşa gör temaşa’
Daha temaşa edeceğimiz çok görüntü var.
Bir seçim sonrası gidecek yerleri de olmayacak.
Naci SAPAN
Yazarın diğer yazıları: