Seçer’in ‘Başka Kapıya’ Senfonisi

Seçer’in ‘Başka Kapıya’ Senfonisi

ABONE OL
Haziran 9, 2021 16:03
Seçer’in ‘Başka Kapıya’ Senfonisi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

*

Mersin’in tarihi zenginlikleri, coğrafi güzellikleri, denizi, limanı, farklı kültürlerin bir arada yaşadığı ender şehirlerimizden biridir.

Mersin’de her türlü zenginlikle yoksulluğu bir arada görebilirsiniz. Yıllarca hak ettiği yere gelemeyen Mersin, öngörüsüz yöneticiler tarafından geri bıraktırılmanın yanında adeta sanayi atıklarının çöplüğü konumuna getirilmek istenmiş.

Nükleer santral, liman genişletilmesi, Propilen fabrikası, balık çiftlikleri, orman arazilerinin talanı, kromsanın atıkları, boru hattı, derelere akan sanayi atıkları gibi birçok açıdan Mersin gerçekten sahipsiz bir şehir konumundadır.

Bir tek umutlandığımız gelişme ise, Başkan Vahap Seçer ‘in Mersin’e olan ilgisi ve uygulamaları.

Bu nedenle, yeni bir sürecin başladığını da görebiliyoruz.

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ’in seçildiği günden bu yana halkla ilişkileri, hizmet anlayışı, şehrin üzerinde karabulutlar oluşturmaya çalışanlara karşı yürüttüğü mücadele büyük beğeni kazanıyor.

Özellikle Belediye Meclisindeki tavrı ve duruşu çok net. Hiçbir konuyu muğlak bırakmıyor. Savunuyorsa açık savunuyor, karşı çıkıyorsa tavrını net olarak ortaya koyuyor.

Cumhur ittifakı üyeleri vesayet altında zorlansalar da, aralarında Seçer’e destek olmak isteyenlerde çoğunlukta.

Evet, Başkan Seçer ‘in en büyük özelliği; kararlı ve tavrını net olarak ortaya koymasıdır.

Koca koca vinçleri şehrin önüne kondurmaktan, yeşil alanı ve denizi yok etmekten, aşırı kar amacı gütmekten başka bir getirisi olmayan mevcut limanın genişletilmesine karşı Seçer, Mersin’in tüm STK’larını, mesleki örgütlerini, çevrecileri ve tüm duyarlı vatandaşları da yanına alarak Mersin’de yeni bir sürecin ışığını yakıyor.

Artık her önüne gelen Mersin’de kirli, yanlış işlerini kolay kolay yapamayacak.

Dünkü mecliste Başkan açık ve net tavrını yine sürdürdü.

Liman konusunda Başkan Seçer, “Yazık etmeyelim bu kente. Yanlışa yanlışla gitmeyelim. İnatlaşmayalım. Biz buradayız arkadaşlar. Bu kararı veren Ankara’da olanlar, burada uygulayan bürokratlar yarın burada olmayacak. Biz yatırım olmasın demiyoruz. Bakın ikinci liman yerimiz var diyoruz. Daha doğrusu ana konteyner limanı. Bunu yapmayalım. Yazık etmeyelim, günah etmeyelim. Sermaye doymaz” dedi.

Sermaye doymaz! Çevre, insan yaşamı, kent hayatı ve gelişimi sermayenin umurunda bile değil.

Özellikle balık çiftlikleri ile ilgili sözleri bütün Mersinlilerin yüreğine su serpti. Seçer, “Haydi başka kapıya. Mersin’den başka kapı mı yok?” diye seslendi.

Balık çiftliklerinin Bodrum’da kurulması söz konusu olduğunda halkın direndiğini ifade eden Başkan Seçer, konunun Mersin’in de ortak sorunu olduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor,

“Bodrum’dan kaçtılar buraya çöreklendiler. Ama bunlar Cumhur İttifakı, Millet İttifakı, A partisi, B partisi meselesi değil. Bu hepimizin ortak sorunu. Doğa hepimizin. Balık çiftlikleri Aydıncık, Bozyazı, Silifke, Erdemli, Anamur açıklarına kuruluyor. O ilçe halkının ortak sorunu. Oranın kıyıları, oranın denizi kirlenecek. ‘Ben falanca partinin üyesiyim, benim dönemimde buna müsaade edilmiş’ deyip görmemezlikten gelemeyiz. Haydi, başka kapıya. Mersin’den başka kapı mı yok? Bakın başka yerden buraya geldiler çünkü oranın halkı direndi. ‘Hayır, kardeşim, ben buna müsaade etmiyorum’ dedi. Siyasilerini uyardı; ‘Sakın ola böyle bir şey yapmayın’. Hep süslü laflar; efendim bilimsel olarak bunlar müsaitmiş, işte denizin altındaki debi miktarı, efendim oşinografi veriler, deniz verileri, incelemeler, burada denizde çiftlik kurulmasına müsaitmiş. ‘Efendim, bizim üretim yapmamız lazım, hayvansal protein lazım’. Yani her şeyi bitirdik, şimdi denizde balığı üretip hayvansal protein açığımızı ondan karşılayacağız. Bunun yapma yöntemleri var ama bu kadar teknikten, bilimden uzak değil. Denizler bir daha gelmez. Sermayenin böyle bir derdi yok. Kaç koydum, kaç alırım? Tamam, çalışalım, istihdam yaratalım, vergi gelsin hiçbir lafımız yok ama her şeyi görmemezlikten gelemeyiz. ‘Para gelsin de nasıl gelirse gelsin’ ben bunu reddediyorum.” sözleriyle Mersin’e nasıl sahip çıktığını canlı ekranlarda anlattı.

Artık Mersin eski Mersin değil.

Artık keyfi uygulamalarla kamuyu zarara uğratma, çevreyi kirletme zamanı değil.

Mersin’in her değerine sahip çıkmak lazım.

Özellikle geçmiş dönemde bu tür olumsuzluklara vesile olanlardan da hesap sorulmalı.

Macit Özcan döneminde yapılan Deniz parka 35 milyon harcandı. Kocamaz gelir gelmez, kıskançlığından mıdır nedir ilk kafayı oraya taktı. Tüm malzemeleri kökünden söktü ve götürüp hurdalığa attı. Nerede şimdi o kamu malı. Yok, çünkü hepsi ya araklandı ya da yağmur ve güneş altında çürümeye terk edildi.

Bu tür kamu zararı yaratanlara yaptıkları kar kalınca, şehirlerin durumu da böyle kirliliklerle çoğalıyor tabi.

Bu güzel şehrimize ihanet edenler eninde sonunda ya yargılanacaklar ya da çok ama çok mahcup olacaklar.

Bu dönem hem Mersin hem de Mersin’de yaşayan tüm vatandaşlar şanslı.

Artık Mersin’in; Vahap Seçer gibi bir orkestra şefi ve yöneticisi var.

Çıkışıyla, uygulamalarıyla halkın güven ve beğenisini kazanan, net tavırlarıyla umut yaratan bir Başkanı var.

Artık idare eden değil, yöneten bir Belediye Başkanı var.

Çiğdem Dokuzoğlu


Yazarın diğer yazıları:


En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

rk
rk

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.