14 Kasım 2023 Salı
Geçmiş zaman yazıları; Ocak 2005 arşivimden… (Liman İçin Düğün Değil, Düşünme Zamanıdır...)
Diyalektik Nedir ? Diyalektik Materyalizm Nedir ?
YALIN ÜRETİM, SÜREÇ İYİLEŞTİRMELERİ SAĞLAYARAK VERİMLİLİĞİ ARTTIRIR
Allah Gültak’a Yardım Etsin…
İyiyiz herhalde..!
Türkiye, 85 milyonu aşan nüfusu, kritik coğrafi konumu, 1 trilyon dolara yaklaşan GSMH’si, dünyanın en güçlü silahlı kuvvetleri listesinde 11’incilik, tarımsal hasılada Avrupa’da birincilik, dünyada 10’unculuk konumuyla muazzam zenginlikleri olan bir ülke.
Dahası, dünya savunma sanayinin yükselen yıldızı olması, inşaatta Çin’den sonra ikinci sıraya oturması, dünyada 132 ülke arasında toplam maden üretim değeri itibarıyla 28’inci, maden çeşitliliğinde ise 10’uncu olması önemli. Ancak 40 yıldır Türkiye’de aynı sorunlar da konuşuluyor.
Ekonomik kriz, yüksek enflasyon, terör, AB üyeliği, karanlık dış güçler… Metropoll’ün “Türkiye’nin Nabzı “araştırmasına göre açık ara farkla (yüzde 56,1) en önemli sorun ekonomi, ardından hükümetin başarısız politikaları (7,6), adaletsizlik (5,5), deprem (4,3) ve eğitim (3,7) geliyor.
Basın özgürlüğü endeksinde 180 ülke arasında 149’uncu sıradayız. Açlık sınırının altında yaşayan yoksullarla Monaco düzeyinde lüks bir hayat sürmekte olanlar arasındaki uçurum; işsizlik, her geçen gün çevrilmesi güçleşen dış borç stoku… Bu liste uzar gider.
YARATICI VE AKILCI YÖNETIM Ekonomi yönetimi öyle büyük beceri gerektirmiyor. Sadece ne yapmak, hangi sonuçları elde etmek istediğinizi söyleyin reçetesi hazır.
İyi bir icra ekibi de varsa gerisi kolay. Bütçeyi gelir-gider denklemine göre düzenlemeyi, açık varsa aldığın borcu nasıl ödeyeceğini bilmeyi, kredileri verim ve getiri yaratacak şekilde kullanmayı, geri ödemeleri zamanında yapmayı, yatırımcı cezbetmeyi, teknoloji geliştirmeyi, kaliteli iş gücü ve liyakatli yöneticiler kullanmayı, itibarı aşındırmamayı, verilen sözleri tutmayı gerektiriyor.
Farklı bakanlıklar, kurumlar, iş dünyası, sivil toplum kuruluşları, uluslararası oyuncular arasında eşgüdüm ve sinerji sağlamak da kritik önemde. Zamlar, vergiler, kur oynamaları, faizlerle denge sağlamaya çalışmak en kolayı; daha akıllıca ve yenilikçi önlemler getirmek asıl zor olanı.
YENI ENERJI VIZYONU Enerji bir iktidar döneminin ötesinde uzun zaman, istikrar gerektiren bir sektör olduğu için entegre bir yönetim anlayışını benimseyerek enerjinin çevre, tarım, vergi, rekabet, yatırım, ticaret, teknoloji, finansman ve dış politika/ güvenlik boyutlarının etkin şekilde hükümet ve iş dünyası kararlarına, politika tercihlerine dahil edilmesi, “stratejik devlet menfaati” mülahazasının sadece genel yönlendirmeyle sınırlandırılması gerekiyor.
Enerjisiz kalmayacağız, kaygılanmayın. Yerkürede kalmazsa güneş sistemindeki 8 gezegenden, dünya yüzeyinin yaklaşık yüzde 70’ini kaplayan 362 milyon kilometrekarelik okyanuslardan getirilecek enerji.
onsuz ne telefon çalışır, ne ev ısınır, ne araba yürür, ne maç oynanır, ne savaş uçağı yükselir, ne sular akar, ne de ameliyat masasından kalkılır. Dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasına girmeyi hedefleyen, nüfusu genç, orta sınıfı palazlanan, kentsel dönüşümü hızlandırılan ve enerji talebi dünya ortalamasının üzerinde seyreden bir ülkenin, gelecek arz güvenliğini garantiye alması sadece bir enerji politikası değildir.
Bizim gibi enerji açlığından mustarip, bunun ekonomik ve dış politika yansımaları ciddi olan ülkeler için enerji, aslında tam bir milli güvenlik ve ekonomik güvenlik meselesi.
Yeni arz kaynakları, ticaret ve ulaşım güzergahları, fosilden yenilenebilir yakıtlara geçiş, iklim değişikliği ve yerel çevre sorunları, teknolojik devrim, yatırım tercihleri, değişmekte olan jeopolitik denklem ve benzeri birçok faktörün etkisiyle enerjide daha önce öngöremediğimiz, bambaşka bir mecraya doğru sürükleniyoruz.
MEHMET ÖĞÜTÇÜ