29 Ağustos 2022 Pazartesi
Geçmiş zaman yazıları; Ocak 2005 arşivimden… (Liman İçin Düğün Değil, Düşünme Zamanıdır...)
Diyalektik Nedir ? Diyalektik Materyalizm Nedir ?
YALIN ÜRETİM, SÜREÇ İYİLEŞTİRMELERİ SAĞLAYARAK VERİMLİLİĞİ ARTTIRIR
Allah Gültak’a Yardım Etsin…
İyiyiz herhalde..!
Yerel basını ara sıra takip ederim. Ama ağırlıkta sosyal medyada gezinirim.
Başta Büyükşehir olmak üzere İlçe belediyelerinin meclislerini izlediğimde her şeyi daha çıplaklığıyla görme şansım oluyor.
Öncelikle şunu belirtmeden geçemeyeceğim. Büyükşehir meclisinde hayran olduğum kişi Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’dir.
Ne söylediğini bilen, ne zaman kime nasıl ayar vermesini bilen, kimin hangi niyetle hangi karara el kaldırdığını da iyi bilen bir Başkan görünümünde.
İnanın onu izlerken Mersin adına gurur duyuyorum.
Hizmetlerini sıraladığında nelerin yapıldığını görebiliyoruz. Mersin ve İlçelerinde nelerin yapıldığını, kimlerin nasıl çalıştığını, niyetlerini, kapasitelerini, Mersin’e olan bağlılıklarını açık ve net bir şekilde görebiliyoruz.
İş yapamayınca suçu başkalarına atan, şov yapmakla ünlenen, iş yapamayınca laf kalabalığıyla “hodri meydan” demeye yeltenen başkanları da görüyoruz.
İçimden gülüyorum. Sosyolojik bir vaka misali!
Sanki karşılarında bu laf salatasına inanacak bir vatandaş kitlesi olduğuna inanıyorlar. Hele birde yapılmayan hizmetlerden dolayı vatandaşa mektup yazacaklarını söyleyenlerde var.
İş yapamayınca kuru kalabalık çıkarmak, suçu başkalarına yüklemek, “mağduru oynamak” gibi hedef saptırmalara kimsenin inanmayacağını kestiremiyorlar galiba.
İş disiplinini sağlamış, her yerde çalışmalarını aralıksız sürdüren, çevre düşmanlarına göz açtırmayarak denizlerimizi koruyan, yangınlarda itfaiyesini her tarafa gönderen, mahalleler arasındaki eşitsizliği gidermeye çalışan Vahap Seçer’e kim laf uzatıyorsa niyetinden şüphelenmek lazım.
Siyasi şov kimseye bir şey kazandırmaz. Siyasi şov, iş yapamamanın dışa yansıyan ezikliğidir. Siyasi şov, modası geçmiş kasaba kurnazlığının cambazlığıdır.
Büyükşehir; aş dağıtıyor, üniversiteye hazırlık kursları veriyor, yaşlılara bakım sağlıyor, kaliteli ve düzgün yol yapıyor, caddelerinden özgürlük havası kokan iklim yaratıyor.
Büyükşehir; halkın arasına girmiş bir Başkanıyla yeniden Mersin’in güzelliklerini ön plana çıkaran bir şehir havasını yaratıyor.
E tabi ki; bu hizmetler birilerini rahatsız ediyor.
Bizler ise; vatandaş olarak, gazeteci olarak, insan olarak yüzü gülen Mersin’de yaşamaktan gurur duyuyoruz.
Modern, çağdaş, çalışkan, sözünün eri, kendinden emin, ne yaptığını iyi hesaplayan bir başkana sahip olmanın gururunu yaşıyoruz.
Kendi kadrosunda idareci olup işini aksatan, çalışmayan, halkın hizmetinde olmayı kabullenmemişlere de taviz vermeyen bir belediye başkanımızın varlığıyla gururlanıyoruz.
Bunları yazarken; Mersin sevgisi, adalet ve özgürlük sevdası, vatandaş duygusu ile yazıyorum.
Emin olun ki; yanlış yapıldığında hiç çekinmeden sesimin en gür tonuyla da eleştiririm.
Bağcıyı dövmek değil, üzümü yemek istiyorum. Mersin’e yapılan her hizmet bana ve tüm vatandaşlara birer üzüm salkımı olarak geri dönüyor.
Dürüst ve çalışkan bir belediye başkanına sahip olmuşken, bu değeri korumak, desteklemek, moral ve güç vermek her Mersin sevdalısının görevi ve özlemidir.
Çiğdem DOKUZOĞLU
Yazarın diğer yazıları: